-HAYATINDAN KESİTLER-
Abdülhakim Efendi hazretlerinin Hocamıza yazdığı mektublardan bazıları:
-1-
1996 senesi nisan ayının 12 si cuma günü sarıyere mübarek hocamızı ziyarete gittiğimizde, İlahiyat fakültesi, tefsir dersi profesörü, rahmetli Orhan Karmış hocaefendi de ziyarete gelmişti. Hocamız, rahatsızlıklarından dolayı, o günlerde teyemmüm yapıyorlardı. Onun için biraz gecikerek, namaz vakti girince teşrif ettiler. Buyurdular ki; “Mâlikî mezhebinde teyemmüm, vakt girdikden sonra yapılır. Vakt çıktımı, teyemmüm fasid olur”. Namazdan sonra, ziyarete gelen sevenleri ile bir miktar sohbet ederlerken, huzurlarında ayran içilmesi âdet haline gelmişti. Onların huzurlarında içilen ayranın tadını tarif etmek mümkün değildir. Ayranlar içilirken, muhterem Hocamız, Orhan Karmış abiye karşı sahildeki sütlüceyi ve sütlüceye 60-70 sene evvel, çok sevdiği hocası Abdülhakim efendi hazretleri ile beraber geldiklerini, oradaki hatıralarını anlatmışlardı. Yeni gelen birisi varsa, o günleri yaşıyorcasına, bu hatıralarını anlatırlar ve dinleyenleri de o günlere götürürlerdi.
Sonra, duvardaki levhayı ellerine alıp, bu levha hakkında malûmat verdiler. Birkaç hafta evvel, Hocamız (Muammer dede olarak tanınan) babama bir vazife vermişlerdi. Efendi hazretlerinin, hocamıza yazdığı mektublardan bazılarını verdiler ve bu mektubların bir araya getirilerek çerçeve yapılmasını istemişlerdi. Babam bu vazifeyi sevinerek hemen yerine getirip, teslim etmiş ve mübarek hocamızın dua ve teveccühlerine bir defa daha kavuşmuştu. Hocamız babamı çok sever; “Hem kendisi mücahid, hem de mücahidler babası” buyururlardı. Bu mektubların bulunduğu kıymetli çerçeve, mescidin duvarına asılmıştı. İşte bu anlattıkları levha, Efendi hazretlerinin, kendilerine yazdıkları mektubların bulunduğu bu kıymetli levha idi.
-devamı var-