-HAYATINDAN KESİTLER-
Abdülhakim Efendi hazretlerinin Hocamıza yazdığı mektublardan bazıları:
-3-
“Bendeniz biraz okuyayım” buyurdular ve bir miktar okudular:
“Pek çok sevilen Hilmi ve Sedat. Sevimli mektûbunuzu aldık. Şakir okudu, senâ ve şükre bais oldu. Avamilin tercemesini güzel yapmış. Demek anlamış. Hilmi istifade eder, Sedad istifade eder. Avamilin bir şerhi, bir de mu’rebi vardır. Bunları bir vasıta ile gönderirsem zâten nahv itibariyle kâfi olur. Sonra, kimya mühendisi olduğunuz gibi, bir de sarf ve nahv mühendisi olursunuz. Diğer mühendisler çok olduğundan kıymetden düşerler. Bu mühendislik haddi zatında makbul olduğu gibi, nadir olmuş, azalmış ve bitmiş, tükenmiş olduğundan çok makbûl olur. Demek orada bulunmanız böyle devlet-i azîmeye nâil olmak için olmuş. Selâmlar ve dualar ederim.”
İkinci mektûb:
“Aziz Hilmi, mektûbunuzun delâlet etdiği afiyetinize şükranlarda bulundum. Bâhusus Sedad’a avamil dersi okutman pek hoşuma gitdi. Demek ki, şehirlerden uzak kalmanızın takdîri boş değildir. Her ikiniz de müstefîd olursunuz. Evâil-i islâmiyette mukaddes [mübârek, kıymetli] kelimeler paralara nakş olunmuş değildir. Zirâ alış veriş vâsıtası olduğundan muhterem değildir, hakîrdir. Üzerlerine resim câizdir. Bu nakışlar [âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf, kıymetli isim ve kelimeler] paralarda, Ehl-i Sünnet olmayan bir takım hükümdârların zamanlarında olmuştur. Fâtımîler gibi, Resulîler gibi, Mu’tezile ve sair islamiyete tâbi’ olmayıp islâm namı altında olanlardır. Evâil-i islâmiyyet, Sahabe, Tâbiîn ve Tebe’-i Tâbiîn idiler. Fırak-ı dallenin hudüsü [dalâlet fırkalarının ortaya çıkışı] zamanlarında, avamı kendi mezheblerine meyl ettirmek için kullanılan hilelerden birisidir. Fukaha-i izam muhterem saydığı kelimeleri, değil paralara, mezar taşlarına yazmağı bile tecvîz eylememiştir. İşte bu mezar taşları dahi öyledir. Mendilde resim câiz olduğu gibi, paralarda da câizdir. Zirâ mühândırlar. Hakîrdirler. Muhterem değillerdir. Size ve vâlide ve kardeşlerinize selâmlar ve dualar ederim. Ara sıra mektûb yazınız. Ahvâlinizi mufassalan [geniş olarak] yazınız, bildiriniz”. 19 Eski Mart
-devamı var-