-HAYATINDAN KESİTLER-
Burgaz mağaraları:
-1-
Yine bir gün buyurdular ki: Ankara’da, Gaz genel komutanlığı vardı. Ben bu komutanlığın emrinde çalışırdım. Onbir sene orada çalışdım. Şubeleri vardı; birinci şube, ikinci şube, üçüncü şube gibi. İkinci şube fen şubesi idi. Müdürü Nûrî Refet bey, sivil idi, Yeşilköy’de evi vardı, geçen sene öldü. Nûrî Refet bey beni severdi. Bana iyiliği dokunmuştur. İyi bir insan ki, iyilik yapıyor. İyi insanlar iyilik yapar. Ben evleneceğim zemân, harb zemânında, 1940 senesinde, garnizonlardan iznler kaldırılmışdı. Subaylara her yerde izn yasakdı. Bir ay sonra düğün olacak. İstanbul’dan kayınvalide telefon ediyor “Bari iki-üç gün evvel gel” diyor. Halbuki izn yok. Düğüne iki-üç gün kaldı; Bir gün, bizim gaz korunma evindeydik. Müdür seni çağırıyor dediler, gitdim. Ben yüzbaşıydım o zemân, müdür de topcu albay idi. Dedi ki; haydi hâzır ol sana İstanbul’a vazîfe çıkdı. Küçükçekmece gölünün şimâlinde mağaralar var. Oraya gideceksin, mağaraların havasını kontrol edeceksin dedi. Meğerse Genel Kurmay emr etmiş, bir kimyâger gidecek, orayı tetkîk edecek. Havası zehirli mi, değil mi, uygun mu, asker barınabilir mi, erzak, malzeme konulur mu diye. Nuri Refet beğ “Hilmi gitsin” demiş. Nuri Refet bey tayin etdirdi beni oraya. Düğüne de üç gün var. Refet beyin merhameti oldu bu efendim. Ta’yin çıkmasa idi kaçacakdım. Düğün günü Ankara’dan firar edecekdim. Zaten her ay gidiyordum Efendi hazretlerine. Her ay firar ediyordum. Bazen kışın soğukda, iki vagonun arasında giderdim. Vagon aralarında körükler vardı. O körüklerden içeriye kar yağmış, iki vagonun arasındaki basacak demirlerin üstü kar kaplı. O demirlerin üstünde geldiğim çok var benim İstanbul’dan Ankara’ya. Yer yok vagonlarda. Kompartımanlar dolu. Kompartımanların önünde yol gibi yerler de dolu olurdu, köylüler yatak yorgan getirmişler yatıyorlar, basacak yer yok. Öyle iki vagon arasında kaçak gelirdim. Bana vazife çıktı, Hadımköyü’ne geldim efendim.
-devamı var-