YOLCULUKDA NEMÂZ 4 – dünden devam – (İbni Âbidîn) diyor ki, (İki tekerlekli olup da, hayvâna bağlanmadan yerde düz duramıyan arabada dururken de, giderken de nemâz kılmak, hayvân üzerinde kılmak gibidir.…
İslâm Ahlâkı
YOLCULUKDA NEMÂZ 3 – dünden devam – Gemide nemâz kılmak, Ca’fer Tayyâr hazretleri Habeşistâna giderken, Resûlullahın ona öğretdiği gibi şöyledir: Hareket eden gemide, özrü olmadan farz ve vâcib de kılınır.…
YOLCULUKDA NEMÂZ 2 – dünden devam – Kendi yürürken nemâz kılmak sahîh değildir. Farz ve vâcib nemâzları, şehr hâricinde, ancak özr olunca, hayvân üstünde kılabilir. Özr, inince arkadaşlarının gidip yalnız…
YOLCULUKDA NEMÂZ (Ni’met-i islâm)da diyor ki: Nâfile nemâzları ayakda kılmağa gücü yeterken, oturarak kılmak, her zemân ve her yerde câizdir. Oturarak kılarken, rükû’ için bedeni ile eğilir. Secde için, başını…
NEMÂZDA TA’DÎL-İ ERKÂN Nemâzın beş yerinde, ta’dîl-i erkânı, unutmadığı hâlde, bilerek terk etse, İmâm-ı Ebû Yûsüfe göre “rahime-hullahü teâlâ”, nemâzı fâsid olur. Tarafeyne göre, fâsid olmaz. Lâkin vâcibin kasden terki…
NEMÂZDA TA’DÎL-İ ERKÂN Nemâzın beş yerinde, ta’dîl-i erkânı, unutmadığı hâlde, bilerek terk etse, İmâm-ı Ebû Yûsüfe göre “rahime-hullahü teâlâ”, nemâzı fâsid olur. Tarafeyne göre, fâsid olmaz. Lâkin vâcibin kasden terki…
NEMÂZDA TA’DÎL-İ ERKÂN Nemâzın beş yerinde, ta’dîl-i erkânı, unutmadığı hâlde, bilerek terk etse, İmâm-ı Ebû Yûsüfe göre “rahime-hullahü teâlâ”, nemâzı fâsid olur. Tarafeyne göre, fâsid olmaz. Lâkin vâcibin kasden terki…
NEMÂZDA İMÂMET Ve dahî, imâma uyanlar dört nev’dir. Bunlar, Müdrik, Muktedî, Mesbûk, Lâhık diye anılırlar. 1- Müdrik, iftitâh tekbîrini imâm ile birlikde alana denir. 2- Muktedî, iftitâh tekbîrine yetişemiyene denir.…
CEMÂ’AT İLE NEMÂZIN FAZÎLETİ Bir kimse, cemâ’at ile iki rek’at nemâz kılsa, yalnız yirmiyedi rek’at nemâz kılsa, yine cemâ’at ile kıldığı iki rek’atın sevâbı ondan ziyâdedir. Bir rivâyetde, yalnız bin…
Ve dahî birgün Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Hazret-i Alî “kerremallahü vechehü ve radıyallahü anh” hazretlerine se’âdetle, (Yâ Alî! Senin nemâzın farzına, vâcibine, sünnetine, müstehabına riâyet etmen gerekdir) buyurduklarında, ensârdan bir zât…