Huzurpınarı ailesinin muhterem üyelerinin Cum’a gününü tebrik eder, müstecâb dualarınızı istirham ederiz efendim.
Allahü tealaya emanet olunuz efendim
ali zeki osmanağaoğlu
Enver abiler buyurdular ki;
İmam-ı Rabbani hazretlerine “kuddise sirruh” birisi mektup yazmış, Efendim çok hastayım, belim ağrıyor, başım ağrıyor demiş, bir sürü dert yazmış. O da cevap yazmış; “Sen asıl hastalığından bize bahsetmiyorsun, bunlar senin olsun, asıl senin kalbin hasta, bu hastalıkla ölürsen Cehenneme gidersin, buyurmuş. Hemen tekrar bir mektup yazmış; efendim, kalbim çok hasta, ne olur bana dua edin, demiş. Tekrar cevap vermişler; tövbe ve istiğfar üç şekilde olur. Sen bu üç şartı evvela yerine getir, ondan sonra biz sana dua edelim. Bir; suçunu kabul et. Ben suçsuzum dersen, ben iyiyim dersen, ne diye sana ilaç versinler ki. Kabahatliyim de evvela. İki; pişman ol, vazgeç. Üç; lisanen cenab-ı Hakka yalvar, işte o zaman ‘estağfirullah’ de. Bu üç şart yerine gelirse, yapılan dua size ulaşır, kabul olur. Bu üç şart yerine gelmezse, dua da etsek sana kavuşmaz, buyurmuşlar. Netice; insanlar ne kadar kendini suçlu bulursa, din kardeşini o kadar haklı bulur. İnsanlar ne kadar kendilerini suçlu ve kabahatli görebilirse, o zaman din kardeşlerini o kadar kıymetli ve aziz görür. Ve bu da onun kurtuluşuna vesile olur.
Enver abiler, asırlarda ender yetişen çok müstesna bir insandı. Allahü teala rahmeti ile merhameti ile muamele eylesin inşallah.
Fî emanillah