20-12-2012 tarihinde, İhlas Holding vip’de son sohbetden hülasa:
Enver abim buyurdular ki;
-1-
Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahillezî lâ yedurru ma’asmihî şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüvessemî’ul alîm. Ya Rabbi çok şükür elhamdülillah. Görüyorsunuz ki aradan koca bir ay geçti. Fekat Enver abi yine aramıza geldi. Ama Allahü teala nefesleri ve rızkı bitirmeyince hiç kimse kimseye bir şey yapamaz. Ancak Onun dediği olur. Çok şükür, cenab-ı Hakka hamdolsun, aklımız başımızda, şuurumuz yerinde. Sağlığımız da şöyle veya böyle yine çok iyi. Kendi ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılayabiliyoruz.
Bu akşam buraya bir maksatla geldik. Bu maksadımız da bu arkadaşlarımızın abone artmasında gösterdikleri himmet ve gayret, zaman zaman beni ağlatacak dereceye gelmiştir. Ve çok meçhul kahramanlar çıktı. Çok çok değerli abiler çıktı. Tabii yaptığımız bu hizmetin büyüklerimiz tarafından da çok makbul olduğu kesin. Bir gün bir arkadaş geldi dedi ki; Efendim, akşam Mübarekleri rüyamda gördüm. Bana buyurdular ki; Kaç tana abone yaptın? Anladım ki bu işler de ufak tefek bir iş değilmiş. Ben bu işte varım, geç kaldım. Hayırlı olsun. Tabii bir yokuş, buraya kadar geldik.
Allahü tealanın Kur’an-ı kerimde buyurduğu; Allahü tealadan namaz ve sabır ile yardım isteyin. Sen sabret, günah işlememeye sabret, sağdan ve soldan gelecek sıkıntılara, üzüntülere sabret ve namazını da doğru dürüst, vaktinde kıl. Çünki namaz kılandan Allah razı.
Arkadaşlarla dedik ki; Ülfet külfet mukabilidir. Yani bir takdir, bir ecir, sevap; çekilen külfete karşıdır. Eğer külfet yoksa bu ülfet de olmaz. Ama yapılan üstün bir gayreti de görmemiz lazım.
Eğer bu gazete, ortadaki dini yazılar olmasa, ahlâk timsali olmasa, değer mi bu kadar ilgi göstermeye? Ama o, hepsinin öncüsü. İlk kurulan o, önce çıkarılan o, onda Enver abinin çektiği sıkıntılar ancak ahirette meydana çıkacak. Dünyada bu anlatılamaz. Sade bir gün, tansiyonum sıfır oldu, gözler karardı ve küt diye betona düştüm, bayılmışım, bu yüzden… Daha neler ve neler… Mübareklerin en çok neşeli oldukları zaman, bu gazete ellerine geçtiği zamandır. Vefatlarından evvel bana buyurdular ki; İki şeye çok dikkat et. Bunların ikisi bizim gayemizdir. Birincisi gazete, ikincisi kitaplardır. Dolayısıyla, Kitabevini ayır ki ona bir şey gelmesin, ona bir zarar gelmesin. Gazete de elimizden geldiği kadar gayret gösterip onun devamını sağlayalım. Onun devamı işlerimizin esaslarından biridir. Ve çok engebeler aştık..
Bu akşam buraya bir maksatla geldik. Bu maksadımız da bu arkadaşlarımızın abone artmasında gösterdikleri himmet ve gayret, zaman zaman beni ağlatacak dereceye gelmiştir. Ve çok meçhul kahramanlar çıktı. Çok çok değerli abiler çıktı. Tabii yaptığımız bu hizmetin büyüklerimiz tarafından da çok makbul olduğu kesin. Bir gün bir arkadaş geldi dedi ki; Efendim, akşam Mübarekleri rüyamda gördüm. Bana buyurdular ki; Kaç tana abone yaptın? Anladım ki bu işler de ufak tefek bir iş değilmiş. Ben bu işte varım, geç kaldım. Hayırlı olsun. Tabii bir yokuş, buraya kadar geldik.
Allahü tealanın Kur’an-ı kerimde buyurduğu; Allahü tealadan namaz ve sabır ile yardım isteyin. Sen sabret, günah işlememeye sabret, sağdan ve soldan gelecek sıkıntılara, üzüntülere sabret ve namazını da doğru dürüst, vaktinde kıl. Çünki namaz kılandan Allah razı.
Arkadaşlarla dedik ki; Ülfet külfet mukabilidir. Yani bir takdir, bir ecir, sevap; çekilen külfete karşıdır. Eğer külfet yoksa bu ülfet de olmaz. Ama yapılan üstün bir gayreti de görmemiz lazım.
Eğer bu gazete, ortadaki dini yazılar olmasa, ahlâk timsali olmasa, değer mi bu kadar ilgi göstermeye? Ama o, hepsinin öncüsü. İlk kurulan o, önce çıkarılan o, onda Enver abinin çektiği sıkıntılar ancak ahirette meydana çıkacak. Dünyada bu anlatılamaz. Sade bir gün, tansiyonum sıfır oldu, gözler karardı ve küt diye betona düştüm, bayılmışım, bu yüzden… Daha neler ve neler… Mübareklerin en çok neşeli oldukları zaman, bu gazete ellerine geçtiği zamandır. Vefatlarından evvel bana buyurdular ki; İki şeye çok dikkat et. Bunların ikisi bizim gayemizdir. Birincisi gazete, ikincisi kitaplardır. Dolayısıyla, Kitabevini ayır ki ona bir şey gelmesin, ona bir zarar gelmesin. Gazete de elimizden geldiği kadar gayret gösterip onun devamını sağlayalım. Onun devamı işlerimizin esaslarından biridir. Ve çok engebeler aştık..
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu
ali zeki osmanağaoğlu