Enver abim buyurdular ki;
Hazret-i Ömer “radıyallahü anh” anlatır: Bir gün Resulullahın “aleyhissalatü vesselam” yanındaydım. Bir cenaze geçti. Ya Resulallah, bu çok dindar, iyi bir adamdı demişler. Vacib oldu, dört Müslümanın şahitliği geçerlidir, Cennetliktir, buyurmuş. Ben dayanamadım; ya Resulallah, üç Müslüman olsa ne olur, dedim. Yine geçerli olur, buyurdu. Peki, iki şahit olsa, diye sordum. Yine geçerli olur, buyurdu. Artık bir taneyi sormaya utandım. İşte Allahü teâlâ, bir müslüman bozuk da olsa, şahitleri kırmamak, günahını yüzüne vurmamak için, o şahitlerin hürmetine affediyor. Enver abiyi nasıl bilirsiniz? İyi biliriz. Yaşadık, bitti! Ben gidiyorum, alacağımı aldım. Zaten iki kişi, Müslüman dese yeter. Burada maşallah yüz elli tane var. Ne yüz ellisi. Mübarekler buyurdular ki; arkadaşlarımızın biri, bine bedeldir. Kaç bin tane var? Velhasıl, müminlerin bir araya gelmesi saadettir. Bileşik kaplar usulü… Allahü teâlâ, içlerinde ne varsa, o iyilerin hürmetine onu da affediyor. Maşallah. Allahü teâlâ iki cihanda ayırmasın!
ali zeki osmanağaoğlu