Enver abim buyurdular ki;
Bir mübarek zat varmış. Sevenleriyle birlikte otururken dışardan birisi gelmiş ve dayanılamayacak hakaretler yapmış. Yanındakiler, efendim buna haddini bildiriniz, bir şeyler söyleyiniz deyince, buyurmuşlar ki, o söyledikçe düşünüyorum, aklıma, söyledikleri şeyler gelmiyor. Eğer onun benim hakkımda söyledikleri doğruysa Rabbime tövbe ederim. Yalan, iftiraysa; Ya Rabbi, bu yanlış öğrenmiş, sen onu affet derim. Peygamberimiz “aleyhissalatü veselam”, “İyilik edene iyilik et, kötülük edeni affet” buyurmuşlardır. Küsmek yok, intikam yok, kan davası yok.
Peygamberimiz ‘sallallahü aleyhi ve sellem’; Benden sonra ümmetimin başına gelecek iki beladan endişe duyuyorum. Biri, Allah’a değil nefislerine tapacaklar. İkincisi, ölümü unutacaklar. Ölümü unutmak azgınlaşmaya sebep olur. Onun için, ağzınızın tadını kaçıran, lezzetleri yok eden, idealleri söndüren ölümü çok zikredin, hatırlayın, buyuruyorlar. Hayat o zaman başlıyacak. Acibtü limen talebeddünyâ vel mevtü yetlibuhû. Yani, şu insana hayret ediyorum ki, gece gündüz dünyaya dalmış, onun peşinden koşuyor, halbuki ölüm de onu kovalıyor, buyurulmuştur.
ali zeki osmanağaoğlu