Enver abim bir Ramazan-ı şerif günü buyurdular ki;
Mübareklerden işittim, buyurdular ki; Cuma günü ve gecesi ile Ramezan-ı şerifin otuz gün ve gecesi, kâfirler de dahil hiç kimseye azap yoktur, bu gecenin şerefi ve büyüklüğü bakımından. Bu da yetmedi, Allahü teala mübarek geceleri yarattı, bir de bir ay mühlette Ramezan-ı şerifi yarattı. Ramezan-ı şerif, kirli elbisenin temizleyici makinadan temiz çıkması gibi, Ramezan-ı şerifin birinci günü başlıyor, otuzuncu günü tertemiz olarak öbür taraftan çıkıyor. İmanı olan ve oruç tutan mü’min mutlaka temizleniyor. Üç gün bayram hakkı olarak, bayram sonuna kadar oldu tertemiz. Peki ondan sonra ? Kirli havaya mı, kirli etrafa mı bağlı, elinde olmayarak yine kirlenmeye başlıyor. Birgün mübareklere şunu sordum: Efendim, arkadaşlar diyorlar ki; biz hocamızın sohbetinde kendimizden geçiyoruz, fakat evden çıktıktan sonra veya birkaç saat, birkaç gün sonra o hava gidiyor, eskisi gibi veya daha kötü oluyoruz. Bu bizim günahımız, suçumuz nedir, bu hal devam edemez mi acaba, devamlı olarak soruyorlar ne diyelim, diye sordum. Buyurdular ki; eğer hava kirlenirse bundan kim rahatsız olmaz ki. Şimdi hava çok kirli. Dolayısıyla, ne kadar temiz olursa olsun, sokağa çıktığı zaman bu kirli havayı teneffüs ettiği için kalpler kararır. Çünki, havanın kirliliği, haram ve helallerin karışmasından oluşmuştur. Eskiden haramlar, helaller ayrı idi, şimdi karmakarışık oldu. Onun için, Abdulhakim Arvasi hazretleri; otuz sene ben sadece imanı anlattım, insanlar imanla ölsünler diye uğraştım, buyurdu. Bu zamanda imanla ölen pehlivan diye gösterilecektir.
ali zeki osmanağaoğlu