Enver abim bir Ramazan-ı şerif günü buyurdular ki;
Allahü teâlâ kullarına iki ibâdetin sevâbını bildirmemişdir. Birisi, Ramezân-ı şerîf oruclarının sevâbı, biri de yemek yedirmek sevâbı. Bunların Allah katında sevâbını, yalnız kendisi bilir. Diğer ibâdetlerin ne kadar sevâbları olduğu kitâblarda açıklanmışdır fekat yemek yedirmenin yokdur. Onun için, mü’minler mümkün mertebe, bir çay için de olsa, bir kahve için de olsa, bir lokma ekmek için de olsa, misâfir da’vet etmeli, ikrâm etmelidir.
Ramezân-ı şerîfin son on gününe aşr-ı âhiri denir. Yirmi ile otuz arası fırsat zemânıdır. İnsan, yâ Rabbi deyince Allahü teâlâ, “ne istiyorsun, iste kulum vereyim” buyururmuş. Son on gün kâr zemânıdır. Hakîkî ticâret, âhiret ticâreti. Bu on günde duâ edeceğiz; yatarken, kalkarken, yerken, içerken. Allah kabûl eder inşâallah. Allah, duâ etmek de nasîb eder inşâallah. Duâ etmek, cân-ı gönülden olacak. Allahdan başka hiçbir şey kalbinde olmayacak. Yalnız, Allahü teâlâdan istiyecek. Böyle duâ eden, muhakkak bu on günün bereketine kavuşur.
ali zeki osmanağaoğlu