Enver abim buyurdular ki;
Sen Allahü tealanın kullarına nasıl davranırsan, yüce Allah da sana öyle davranacaktır. Yani, afv edersen, yüce Allah da afv edecektir; verirsen, O da sana verecektir. O, kullarına yapılandan çok razı olur. Peygamberimiz ‘aleyhissalatü vesselam’; Bir din kardeşinin bir sıkıntısını giderene, onun bir ihtiyacını karşılayana Allahü teala on sene itikaf sevabı verir. Bir günlük itikafın sevabı o kadar çoktur ki, insanı üç hendek Cehennemden uzak tutar. Bir hendeğin arası şark ile garp kadardır, buyuruyorlar. Yani, doğu ile batı arası kadar mesafesi vardır. Bu üç hendek, yani üç defa doğu ile batı arasındaki mesafe kadar mü’mini Cehennemden uzaklaştırır. Ne uzaklaştırır? Bir günlük itikaf sevabı uzaklaştırır. Allahü teala bir din kardeşinin sıkıntısını giderene on sene itikaf yapmış gibi ecir ve sevab verecektir. Bu ne demek? Cehennemden o kadar uzaklaşacak. Yine hadis-i şerif devam ediyor. Allahü teala yetmişbeşbin melek yaratır ve o meleklere, bu kuluma gece gündüz dua edin diye emir verir. Yetmişbeşbin melek o kul için dua ederler. Yetmedi, devam ediyor. Hadis-i şerifte Peygamberimiz ‘sallallahü aleyhi ve sellem’ buyuruyorlar ki; Allahü teala bir melek yaratır. O melek kabre yani defn edileceği yere gider ve o mü’min için istiğfar etmeye, dua etmeye başlar. Dua eder, o mü’min vefat ettiği zaman da ona neşeyle hoş geldin der. O da, sen kimsin der. Melek der ki; Sen dünyada iken bir kulun sıkıntısını giderdin, ona neşe verdin, ferahlık verdin, onun ihtiyacını giderdin; Allahü teala beni o zaman yarattı, o günden beri ben senin için dua ediyorum, o günden beri senin için istiğfar ediyorum ve Cennetteki yerini göstermedikçe buradan gitmem. Yani, bu kadar çok ecir ve sevap var. Bunu kim buyuruyor? Muhammed ‘aleyhisselam’ buyuruyor. Enver abi sadece naklediyor. Esas kaynak hazret-i Peygamberdir ‘aleyhissalatü vesselam’. O öyle bir Peygamber ki, şaka için bile olsa yalan söylemezdi. Muhammed-ül Emindi. Çünki O, hiç yalan konuşmazdı. Hele hele Peygamber olduktan sonra zaten bu mümkün değildi. İşte O ‘aleyhissalatü vesselam’ buyuruyor ki; Bir din kardeşinin ihtiyacını giderene, onun sıkıntısını giderene, on sene itikâf sevabı var. Bir günlük itikafın sevabı, Cehennemden üç hendek uzak olmaktır. İki hendek arası şark ile garb arası gibidir. Allahü teala bu kulum için dua edin, istiğfar edin diye yetmişbeşbin melek yaratıyor, bu kulum geldiği zaman sıkılmasın, üzülmesin, onu orada hoş tutun diye kabre bir melek gönderiyor. Daha ne istiyorsun. Bundan daha beleş ne var! Bundan daha kolay ibadet ne var? Bir de bunun aksini düşünün. Allah muhafaza etsin. Onu düşünmek dahi istemiyorum. Bir mü’minin kalbini kırmak, yine yüce Peygamberin ‘aleyhissalatü vesselam’ buyurduğu şekilde söylüyorum; Yetmiş kere Kâbe’yi yıkmaktan büyük günahtır. Evi değil, Allahın evini kırıyorsun. Yani, yetmiş kere Kâbe’yi yıkmaktan daha büyük günaha girersin. Maazallah maazallah.
ali zeki osmanağaoğlu