Enver abim buyurdular ki;
Sabahleyin Mübarekler kahvaltıda buyurdular ki, Efendim, nefsle yapılan, nefsani yapılan hiçbir şeyin sonu iyi gelmez. Yani, çok hayırlı, çok mübarek, çok faydalı, çok da güzel gözükse de nefse uygun olduğu için, Allahın düşmanının yaptığı iş olduğu için hayır gelmez. Eğer İslamiyete uygun olursa, her türlü aksilikler, her türlü terslikler, her türlü musibetler, her türlü üzüntüler, hep hayra vesile olur. Biz deriz ki; madem iyisi budur, yapımcısı iyidir.
Ne diyor mübarekler; hastalık dert, bela, üzüntü, günahın çokluğunu göstermez, günahın çok afv olduğunu gösterir. Günahsız insan yok ki ! Allahü teâlâ’yı hatırlamadan alınan verilen her nefes günahtır.
Mübarekler buyurdular ki; ”Elime beş kuruş geçse, Efendi hazretlerinin ihsanı olarak bilirim.”
Birgün Hocamızla beraber balkonda oturuyorduk. Buyurdular ki; Efendim, göğe baktığınızda ne görüyorsunuz. ”Yıldızları görüyorum efendim” dedim. Buyurdular ki; kardeşim, gökten de dünya böyle zifiri karanlık gözükür. Bu zifiri karanlık içerisinde, imanı olan müslümanlar da yıldızlar gibi gözükür. Bazı yıldızlar tek tek, bazıları üç beş, bazıları kalabalık, işte imanı olanlar da, bazıları tek tek, bazıları üç-beş tane, bazıları kalabalık, gelirlerken, giderlerken melekler böyle görür. Nasıl şimdi biz yıldızları görüyoruz, melekler de yeryüzündeki müslümanları öyle görüyorlar. Melekler diyorlar ki şimdi, Yenibosna’da bir yer var. Orada bir mescid var. O mescidde pırıl pırıl parlayan yıldızlar var…
ali zeki osmanağaoğlu