Enver abim o gün buyurdular ki;
“Mevlânâ Halid Hazretleri buyuruyor ki: “Yaşlı bir kadın varmış. Kapı kapı dolaşır, Allah rızası için bir şey verin dermiş. Başkaları da ona bir şey vermez, Allah versin derlermiş. O da geri döner gidermiş. Birgün bu kadıncağız vefat etmiş. Sual melekleri gelmişler, ne getirdin demişler. Kadıncağız; “ben kapı kapı herkesi dolaştım, hiç kimse bana bir şey vermedi. Allah versin dediler. Onun için ben hiçbirşey getirmedim. Allah’dan istemeğe geldim” demiş. “Ben Allah’a ne getireyim ki, herkes Allah versin dedi. Ben de Allah’tan istemeğe geldim” demiş.
Azrail aleyhisselam Musa aleyhisselamın ruhunu almaya gelmiş. Musa aleyhisselam Azrail aleyhisselama bir tokat atmış. “Sen benim ruhumu almaya nasıl gelirsin” demiş. Allahü teala Azrail aleyhisselama buyurmuş ki; “Git Musa’ya ‘aleyhisselam’ söyle, bir ineğin üstüne elini koysun. Elinin altında kaç tane kıl varsa o kadar sene ömrünü uzattım.” Tekrar geldiğinde Musa aleyhisselam tekrar “niye geldin?” buyurmuş. Azrail aleyhisselam da; “bu sefer sadece haber vermek için geldim” buyurmuş, sonra da durumu anlatmış. Musa aleyhisselam; “Peki bu seneler bittikten sonra ne olacak?” deyince, Azrail aleyhisselam “tekrar geleceğim” demiş. Musa aleyhisselam da; “Ha o zaman, ha şimdi. Öyleyse al götür şimdi, fark etmez” buyurmuş.
Bayezid-i Bistâmi Hazretleri vefat edince münker-nekir melekleri sual sormaya gelmişler. Bayezid-i Bistâmi hazretleri sual meleklerine; “Sen utanmıyor musun bana sual sormaya?” demiş. “Allahü teala: ‘İslamiyette saçını sakalını ağartmış olanlara hesap sormaya haya ederim’ buyuruyor, siz bana sual soruyorsunuz. Utanmıyor musunuz?” buyurmuşlar.”..
Hocamızı rüyada gördüm. Rüyamda Hocamızın ahirette olduğunu da biliyorum. Örümcek ağı gibi bir perde arasından birbirimizle konuşuyoruz. “Ahirette nasıl vakit geçiriyorsunuz” diye sordum Hocamıza. Hocamız buyurdu ki; “Devamlı Efendi Hazretlerinin yanındayız. Arkadaşlarla sohbet ediyoruz”. “Arkadaşları, Darende’yi görüyor musunuz” diye sordum. “Devamlı beraberiz” buyurdular. “Arkadaşlar sizi ahirette aradıkları zaman nasıl bulacaklar ve bu zorluk olur mu, siz ne yapacaksınız” diye sordum. “Efendi hazretlerinin arkasına saklanıp, Hilmi Işık budur diye göstereceğim” buyurdular.
Annemi vefat edince rüyamda gördüm. Size nasıl muamele ettiler diye sordum. “Benim öldüğüm gün iki tane koğuş yaptılar, bir koğuşa kadınları, bir koğuşa erkekleri doldurdular. Herkesi hesaba çekiyorlardı. Beni de çağırdılar, Melike Ören diye anons edildi, gittim. Baktılar, Hüseyin Hilmi Işık’ı tanıyor musun, dediler. Tanıyorum, dedim. Seviyor musun, dediler. Elbette, dedim. Nereden tanıyorsun, dediler. Oğlumun kayınpederi, dedim. Tamam, buna hesap yok, dediler” dedi.
Mübarekler buyurdular ki; “Kalbimde Enver’in sevgisi herkesden önce gelir”. Mübareklerin çok duasını aldım. Mübarekler hanımanneyi çok severdi, hanımanneye ben çok iyi baktım.
Muammer Dede’nin bir özelliği var. Hocamız Onu çok seviyordu. Hocamız Muammer Dede’yi kendine bir arkadaş kabul etmişti. Onunla dertleşirlerdi. Muammer Dede çok temiz ve saftır. Hocamız ona “mücahidler babası” derdi.
Ali ekibini çok iyi kurmuş, Sizin hizmetlerinizden çok memnunum. Huzurpınarına hizmet etmenin kıymetini iyi bilin. Ahiretde kurtulmanız huzurpınarı ile olur. Gittiğiniz yerlere selam söyleyin, ben haklarımı helal ettim, siz de edin. Size çok dua ediyorum, sizin de duanızı bekliyorum” buyurdular.
Enver abim, asırlarda ender yetişen çok müstesna bir insandı. Allahü teala rahmeti ile merhameti ile muamele eylesin inşallah.
Fî emanillah