Enver abim buyurdular ki;
Peygamberimiz ‘aleyhissalatü vesselam’ buyuruyorlar ki; Mü’minin neş’esi yüzündedir. Mü’min, derdi olsa da olmasa da daima güler yüzlü ve tatlı dilli olmak mahkûmiyyetindedir. Mü’minin neş’esi yüzündedir. Hiçbir arkadaşımız asık suratlı, sert bakışlı olamaz. Mübarekler mü’mini tarif ederken; Güler yüzlü, tatlı dilli olmakdır, buyurdular.
Birgün Mübarekler hastaydılar, eve gittim. Abdülhakim çıktı, Allah rahmet eylesin, babam hasta yatıyor, dedi. Biz alışkın değiliz böyle şeylere, ne diyorsun sen, dedim. Vallahi yatıyor dedi. Sor bakalım, ziyaret edebilir miyiz, dedim. Gitti, geldi, babam seni çağırıyor, dedi. Baktım yatıyorlar, ellerimi tuttular, ateş içinde. Buyurdular ki; Ya kardeşim, ben hasta oldum. Ama kayınpederim Ziya bey gelse, şu kapıdan içeri girse ve dese ki; Hilmi hasta mı oldun? Geçmiş olsun. Bir şeyim kalmaz. Neden, çünki onda Efendi hazretlerinin kokusu vardır. O koku bana şifa olur, buyurdular. Onun için, hasta olduğunuz zaman bir arkadaşımızın yanına gidin. Büyükleri hatırlatan her şey çok farklıdır…
Birgün Mübarekler hastaydılar, eve gittim. Abdülhakim çıktı, Allah rahmet eylesin, babam hasta yatıyor, dedi. Biz alışkın değiliz böyle şeylere, ne diyorsun sen, dedim. Vallahi yatıyor dedi. Sor bakalım, ziyaret edebilir miyiz, dedim. Gitti, geldi, babam seni çağırıyor, dedi. Baktım yatıyorlar, ellerimi tuttular, ateş içinde. Buyurdular ki; Ya kardeşim, ben hasta oldum. Ama kayınpederim Ziya bey gelse, şu kapıdan içeri girse ve dese ki; Hilmi hasta mı oldun? Geçmiş olsun. Bir şeyim kalmaz. Neden, çünki onda Efendi hazretlerinin kokusu vardır. O koku bana şifa olur, buyurdular. Onun için, hasta olduğunuz zaman bir arkadaşımızın yanına gidin. Büyükleri hatırlatan her şey çok farklıdır…
ali zeki osmanağaoğlu