1984 senesi Tarabya oteli…. 32 sene evvel…
Türkiye Gazetesi çocuk dergisi bir panel hazırlamış… Kalabalık dinleyici kitlesi var. Seçkin misafirler var. İstanbul’un idarecileri yanında ayrıca bakanlar ve milletvekilleri de var.
İkindi namazı vakti daralmağa başladı, bazıları namaza gidiyor, benim gözüm ise Enver abiyi takip ediyor. Nasıl olsa Enver abim de namaza çıkacak, onunla çıkarım diye düşünüyorum. Enver abiler de, herkes kılıp gelsin, kendileri çıkarken dikkat çekmesin diye geciktiriyorlar. Enver abiler bir ara acele ile dışarı çıktılar, ben de hemen koştum fakat herkes benim gibi düşünmüş, herkes birden çıkdı, salonda pek kimse kalmayıverdi. Büyük bir salonda namaz için yerlere çarşaflar serilmiş, Enver abilerle birlikte yüzlerce abi de orada namaza başlamak üzereler. Kapıyı bazıları tutmuş, kimse girmesin diyor ve içeri sokmuyorlardı. Zorla dahi olsa girmeyi başardım. Girer girmez, Enver abilerle gözgöze geldik. Ellerini kulaklarına kaldırmışlar, iftitah tekbiri almak üzereler ve bana bakıyorlar…. Sen de mi girdin, bu kadar kalabalık var girmeseydin diyecekler zannettim, hemen sütunun arkasına saklanmak istedim. Baktım ki Enver abim hızla benim yanıma geliyor, beni yakaladı ve cemaatin en önüne geçirip, “hemen imam ol, namazı kıldır” buyurdular.
Şaşkın vaziyetde orada namaz kıldırdım, hemen arkada Enver abim vardı, bir de baktım beşyüz kişiden fazla cemaat var. Enver abiler namazdan sonra hızla yerlerine gittiler. Tarabya oteli civarından geçerken bu hatırayı her zaman yâd ediyorum, bu otelde imamlık yaptığımı hatırlıyorum. Allahü teala şefaatlerine nail eylesin inşallah.