Enver abim buyurdular ki;
Mübareklere sordum; Efendim, bir arkadaşımız bir şey soruyor dedim. Buyurun efendim, buyurdular. Samsun’da bir iş adamı; bu Enver Ören’i arkadaşları nasıl seviyorsa ben de kendi işçilerime kendimi öyle sevdireceğim demiş. Altmış tane işçi alıyor. Onlara bol bol yemek, elbise ne varsa veriyor; fakat hiç kimse onu sevmiyor. Adamın canı sıkılıyor, bu arkadaşımıza geliyor. Ben İstanbul’a gideceğim, bu adam başka neler yapıyorsa öğrenip aynısını yapacağım diyor. Ben kendimi altmış kişiye sevdiremezken, bu kadar insan onu nasıl böyle seviyor? Bunda bir iş vardır, diyor. Ben de Mübareklere; sebebi nedir diye sordum. Buyurdular ki; Allah için olan işte, sevgi olur. Dünya için olan işte sevgi olmaz. Sevgi madde değil, ilahidir. Allahü teala onu, kendi rızası için konuşanlara, evlenenlere, iş kuranlara verir. Türkiye’de çok şirketler olabilir; fakat bir müddet sonra paramparça olur. Çünki, orada ilahi bir beraberlik yoktur. Sadece şirketli geçinme vardır.
Mübareklere akıl ermiyor. Maaş alacakları bir gün arka sıralardan bir yüzbaşı gelmiş, Albayım, ben kendi sıramı size vereyim, demiş. Hâlâ ruhuna Fatiha okuyorlar. Niye ? Bana bu iyiliği dokundu diye. Herhalde, o yüzbaşının Hocamıza yaptığı iyilik kadar, bütün arkadaşlarımızın birbirimize karşı bir iyiliği vardır. Ama biz, o iyiliği unutur da ayağımız şöyle bir yan bastı mı, yandı… Vefa duygusu Mübareklerde zirvede. Çünki, islam ahlakı ile ahlaklanmış.
ali zeki osmanağaoğlu