Enver abim buyurdular ki;
Ehl-i sünnet âlimlerinin özelliği, hususiyetleri, sünnete yapışmak, bid’atten kaçmaktır. Yani, cenab-ı Peygamberin “aleyhissalatü vesselam” yolu bozulmasın diye, üstün bir hassasiyet gösteriyorlar. Zaten iki şey vardır. Birincisi, sünnete, yani islamiyete, dine uymak. İkincisi, sağdan soldan herkes kendi kafasına göre bir şeyler ilave etmesin, din, din olmaktan çıkmasın diye, bid’atlere karşı, insanların uydurmalarına karşı, çok hassas, çok dikkatli davranmak. Bütün özellikleri budur.
Eğer arkadaşlarımızın kalpleri mübarek olmasaydı, cenab-ı Hak bu kıymetli cevheri bu kalplere vermezdi. Onun için, yalnız ve yalnız Mübarekleri tanımak, bu kitaplara kavuşmak ve bu itikadı elde etmek sebebiyle, çok sevinelim, hakiki bayramları yapalım. Bunlar kolay şey değildir. Çok zordur. Milyonlarca insan, asırlar boyu bu uğurda şehit düştü, milyonlarca insan da Cehenneme gitti. Biri kelime-i şehadet getir dedi; biri hıristiytan ol, dedi. Adem ‘aleyhisselam’dan beri bu böyledir. İnananlar ve inanmayanlar.
Eğer arkadaşlarımızın kalpleri mübarek olmasaydı, cenab-ı Hak bu kıymetli cevheri bu kalplere vermezdi. Onun için, yalnız ve yalnız Mübarekleri tanımak, bu kitaplara kavuşmak ve bu itikadı elde etmek sebebiyle, çok sevinelim, hakiki bayramları yapalım. Bunlar kolay şey değildir. Çok zordur. Milyonlarca insan, asırlar boyu bu uğurda şehit düştü, milyonlarca insan da Cehenneme gitti. Biri kelime-i şehadet getir dedi; biri hıristiytan ol, dedi. Adem ‘aleyhisselam’dan beri bu böyledir. İnananlar ve inanmayanlar.