Enver abiler buyurdular ki;
Kaliteli insandan kaliteli ürün meydana gelir. Hastaneye bir misafirim geldi. O dedi ki; Efendim, bu hastane ne güzel bir hastane. Burada herkes edepli, saygılı, güleryüzlü, bu insanları nereden buluyorsunuz, dedi. Dedim ki; bize İslamiyeti, dinimizi güzel anlatmıyorlar. Bizim dinimizin başı edeptir, ortası edeptir, sonu da edeptir. Onun için İslamiyette hiçbir edepsiz Allah dostu olamamıştır. Zaten Allahü tealanın sevgili kulu olmanın başta ilk şartı, saygılı ve edepli olmaktır. Kime karşı; Allaha karşı, Peygambere karşı, anne-babaya karşı, halkına karşı, arkadaşına karşı saygılı olmak, netice olarak herkese karşı saygılı ve edepli olmak, dinin temeli ve esasıdır. Edebi terkeden, saygıyı yitiren, ne olursa olsun, sonunda perişan olur. İşte Osmanlı Devletinin bu kadar güçlü kalması, bu kadar sağlam olması hep edeptendir. Osmanlı harp müzesini gezmiştim. Müzeyi gezerken ilk baktığınız zaman, en başta saygıyı görüyorsunuz. Mesela, muazzam bir tablo yapmış, en alttaki bir çizginin bir yerine çok küçük imzasını koymuş. Bazılarına da hiç koymamış. Oradaki bayana sordum: Niçin bu kocaman levhaya imza atmamışlar? Cevap, edepli olduklarından dolayı onlar bu esere, bizim imzamız layık değil diye koymamışlar. Başka bir misal; bir arkadaş anlattı. Osmanlılarda, mesela bir halı dokunuyor, halı çok mükemmel, fakat bir tarafını eğri yapıyorlar, noksan yapıyorlar. Niye diye sorduklarında, tamam olmak Allahü tealaya mahsustur, biz noksan insanlarız, eserin de biraz noksan olmasında fayda var. Sonuç, başarılı olmanın sırrı saygılı olmaktır, edepli olmaktır. Dağları devirebilirsiniz, çok büyük işler başarabilirsiniz, ama bir saygısız hareketiniz bütün o eseri yerle bir eder, o güzelliklerle değil de bu edepsizlikle anılırsınız. Onun için, ihlas demek, edep demektir. İhlaslı insanlar, edepli insanlardır. Öyle olmak zorundadırlar. Herkesin bir alametifarikası olacaktır. Her kuruluşun ve her şirketin. Biz arkadaşlarımızdan üstün başarı istemiyoruz. Ama bir saygısız hareketleri olunca kahroluyoruz. Bu bize yakışmaz diyoruz. Onun için ben bütün arkadaşlarımızdan razıyım. Arkadaşlarıma layık olmaya çalışıyorum. Onlar bizden binlerce defa daha saygılı ve edepliler. Allah beni de öyle yapsın.