Enver abiler buyurdular ki;
Mübarekler buyurdular ki; Allahü teala dünyayı, üzüntü, sıkıntı ve bölücü olarak yaratmıştır. Allahü teala ahireti, huzur, seadet ve birleştirici, kaynaştırıcı olarak yaratmıştır. Bakınız ehl-i dünya, evde bile bir arada duramıyor. Evlerde bile bölük pörçük yaşıyorlar. Geçimsiz yaşıyorlar, niye, çünki dinden bahsetmedikleri için. Ama İhlas’a bakın, her şirkette, her yerde bir kaynaşma, bir sevişme var, bir dostluk var. Neden ? Ahiret işi olduğu için. Ehl-i dünyada hiç rahat, huzur yok, zengini de, fakiri de sıkıntıda. Ama ehl-i ahiretin yani İhlas’ın her yeri huzurlu.
Bir kelime öğrenilmesine sebep olmak ve öğretmek, yüz ömre sevabıdır. Mübarek olsun. Binaenaleyh, hediye vermenin ne kadar sevapları çıktı ortaya: Birincisi; emr-i maruf, bir şey öğretiyorsun. İkincisi; cihad yapıyorsun. Üçüncüsü; sevindiriyorsun ; çünki hediye insanı mutlaka sevindirir. Bir kalem versen, bir defter versen, elinde olmadan hemen muhabbet hasıl olur, sevgi teşekkül eder. Dördüncüsü; duaya vesile olur. Beşincisi; ilim öğretirsiniz. Velhasıl, hediye etmenin, hediye vermenin, sayılamayacak kadar güzel sevapları var.