Enver abiler buyurdular ki;
Cenab-ı Hak vermek istemeseydi, istek vermezdi. Allahü teala herkesi bir huy ile yaratmıştır. Mübareklere; ben vermeyi seviyorum, almayı sevmiyorum, alırken hiç sevinmiyorum, dedim. Mübarekler de; Ben ölürken elbiselerimi ve kitaplarımı götüreceğim, mal varlığı olarak Allahü tealaya başka bir şey götürmeyeceğim, buyurdular. Efendim, ben sizden daha fakirim, benim kitaplarım da yok dedim. Allahü tealaya hamd olsun, Enver abi mal varlığı olarak arkasında, size olan sevgisini ve Allahü tealaya olan sevgisini bırakacak.
Üniversitede öğrenci iken Hocamızın evine geldim. Abdülhakim çıktı ve babam hasta dedi. Biz de böyle bir kelimeyi duymadığımız gibi duymak da istemeyiz. Ben görmek istiyorum, ziyaret etmek istiyorum, dedim. İzin çıktı ve içeriye girdim. Buyurdular ki; ya kardeşim hasta oldum, ateşler içerisinde burada yatıyorum. Ama kayınpederim Yusuf ziya beğ gelse, kapıdan içeri girse, bana dese ki, ne oldu Hilmi, hasta mısın, hiçbir şeyim kalmaz. Çünki, Onda Efendi hazretlerinin kokusu var. O kokuyu bulduğum anda bende bir şey kalmaz.