Enver abiler buyurdular ki;
Birgün Şâh-ı Nakşibend “kuddise sirruh” hazretleri oturuyorlar, bakıyorlar ki, inanılmaz bir nur iniyor. Allah Allah, o yere gidiyor bir bakıyor ki, iki talebesi güreş tutuyor. Onların arasındaki sevgi ve muhabbetten, üzerlerine nur yağıyor. Neden? İki kardeş, aynı hocanın talebesi, birbirini sevdiği için.
Mülkün sahibi Allahdır. Gözün sahibi, kulağın sahibi, işin sahibi, her şeyin sahibi O. Çünkü O, bir an, bir an bıraksa yok olur kainat, yani mahvolur değil, yok olur yok. Böyle bir yüce Allah var. Sonra bir de ben varım. Neredesin sen? Yoksun. İşte, yok olduğunu anladığın gün var olursun. Çünkü iki şey bir arada olmaz.
Bir araya gelmenin fazileti anlatılacak gibi değildir. Ama unutmayalım ki yol bu yoldur. Yani kalbin ilacı, kalbin şifası, bu sevgi ve muhabbettir.
Mülkün sahibi Allahdır. Gözün sahibi, kulağın sahibi, işin sahibi, her şeyin sahibi O. Çünkü O, bir an, bir an bıraksa yok olur kainat, yani mahvolur değil, yok olur yok. Böyle bir yüce Allah var. Sonra bir de ben varım. Neredesin sen? Yoksun. İşte, yok olduğunu anladığın gün var olursun. Çünkü iki şey bir arada olmaz.
Bir araya gelmenin fazileti anlatılacak gibi değildir. Ama unutmayalım ki yol bu yoldur. Yani kalbin ilacı, kalbin şifası, bu sevgi ve muhabbettir.