Enver abiler buyurdular ki;
Bir adam varmış. Hastalanınca oğlunu çağırmış, benim hayatım boyunca sakladığım, kıymet verdiğim şu çorabım var. Ben ölünce bu çorapları ayağıma giydirin, benimle beraber gömün. Eğer itiraz ederlerse, bu mektubu açın, demiş. Vefat etmiş, çorapları hoca efendiye götürmüşler, efendim, ayaklarıma giydirin, beni çoraplarımla gömün diye babamın vasiyeti vardı, demiş. Hoca efendi, olmaz, demiş. Mektubu açmış, mektup şöyleymiş; Oğlum, görüyorsun, ben dünyanın en büyüklerine kavuştum; fakat şimdi eski bir çoraplarımı bile götüremiyorum. Eski çoraplarımı dahi olsa, yanıma vermiyorlar. Unutma ki, çok zengin olabilirsin; ama benim akıbetim seni bekliyor. Sakın ola ki, gönlünü verme! Peki, servet niyedir? Namaz, ibadettir, çalışmak ibadettir. Helalden kazanmak, sevaptır. Ama Allah yolunda harcamak kaydıyladır.
Nasihat, yönümüzü değiştirebilirse, insanı bir yere döndürebilirse, alan da, veren de, mutlu olur. Ama sadece üç-beş dakika zevkle geçirmek içinse, yanlıştır. Onun için, İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki; İlim, ibadet etmek içindir. Yoksa, bilmek için değildir.
Nasihat, yönümüzü değiştirebilirse, insanı bir yere döndürebilirse, alan da, veren de, mutlu olur. Ama sadece üç-beş dakika zevkle geçirmek içinse, yanlıştır. Onun için, İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki; İlim, ibadet etmek içindir. Yoksa, bilmek için değildir.