Enver abiler, 1985 senesi Ramezan-ı şerif bayramında buyurdular ki;
Bayramınız mübarek olsun. Mübârekler selam söylediler, bayramınızı tebrik ediyorlar. Papağanın vazifesi, işittiğini söylemesidir. Biz de papağan gibi, ne derlerse bulandırmadan onu bildirirsek , bu bir seâdettir.
Sabahleyin buyurdular ki; neş’eliyiz, elemsiz bir bayram daha geçiriyoruz. Çünki, birçok memleketlerde Müslümânlar ızdırap içindeler, kâfir memleketlerinde olanlar ayrı bir felaket içindeler, bozuk itikadlı olanların içinde olanlar ayrı bir sıkıntı içindeler. Biz ise hürriyet içerisinde, çok neş’eli, birlik ve beraberlik içinde bir bayram kutluyoruz. Bu bayram inşallah, ahiretin bir müjdecisi olur. Hakiki bayram; Rabbimizin huzuruna yüz akıyla çıkabilirsek, Büyüklerin otobüsüne binerek onlarla birlikte gidebilirsek hakiki bayram o olacak. Fakat ahiretin her misali, ahiretin her benzeri dünyâda var. Dünyâda böyle, Müslümânların bir araya gelmesi, bayramlaşması, Allah için birbirini sevmesi, cenâb-ı Hakkın çok hoşuna gider. Böyle Allah için birbirini seven, birbirinin yüzüne gülerek neş’eyle bakan kullar, öbür tarafda beraber olacak diye müjdeler var. Ben hep gülerek bakıyorum, affa uğrarız diye. İnşallah böyle hizmetlerin devam ettiği, insânların rahata, huzura, imana kavuştuğu günleri gördükçe, bize de cenâb-ı Hak daha da kuvvet verir, inşallah daha çok çalışırız. Bu ağabeyleri böyle, neş’eli ve hizmette gördükçe, biz de üzüntüsüz, dertsiz Elhamdülillah hizmetlere devam ediyoruz… Ne kadar şükretsek azdır, başkasının otobüsüne binmedik. Efendi Hazretlerinin otobüsüne bindik. Bu otobüsün şoförü Mübârekler (Ne büyük Seâdet). Engebeli yollarda hiç sarsmıyorlar, bundan daha büyük nimet olur mu. Herkes, muhakkak bir yere gitmek içini bir vasıtaya binecek. Allahü teâlâ insânların içinde bize böyle bir cemaat, böyle bir otobüs yolculuğu nasip etmiştir. Mübârekler, bu dünyâ bir dolmuşa benziyor buyurdular, herkes bir yere gitmek için dolmuşa binecektir. Parayı verir ve iner. İşte dünyâ yolculuğu bu kadar, buyurdular. Bir yerde binersin, bir yerde inersin. Bütün mesele; bindiğin dolmuşa iyi bak da, gideceğin yeri de iyi seç. Yoksa bütün ömrün abes aramakla geçer. Peygamber Efendimizden “aleyhissalatü vesselam” beri, artık sen bu arabayı kullanabilirsin diye ehliyetini almış ve bu ehliyetleri elinde bulunan, böyle şoförler bulmak nimettir. En büyük şansımız Peygâmber Efendimizden beri tasdikli, belli, istikameti ve mazisi belli olan, çok iyi bir otobste ve çok iyi bir şoförün yanındayız. Allahü teâlâ bizi ayırmasın. Felaket olur sonra. Allah korusun, sonra hangi otobüse bineriz. Hepimiz başkalarını bindirmeğe uğraşıyoruz. Gazetenin olsun, derginin, kitâbların olsun hizmetlerini işitiyoruz. Okuyanların duâ ettiklerini dinliyoruz. Emin olun çok seviniyoruz, bir kişi daha yanmaktan kurtuldu diye, bir kişi daha seâdete kavuştu diye seviniyoruz.