Enver abiler buyurdular ki;
Bir Müslüman, büyüklerden gelen zemzem suyuna bir parça kir ilave ederse o su zemzem olmaktan, şifalı su olmaktan çıkar, zehirli su olur. Mektubat’ta buyuruluyor ki; İnsanın aciz olması, bir felakettir, çünkü felç. Ama kötü birine tabi olmak bundan da kötüdür. Diğerinde kurtulmak imkânı vardır, rastlar birine kurtulur, ama bunda kurtulmak imkânı yoktur. Saplanmıştır mutlaka. Her kelimeleri kalbi biraz daha öldüren, zehirleyen bir insandır, onlardan uzak durmak büyük bir seadettir. Onun için arkadaşlarımızın en ufak bir şekilde, dünya ve dünyalığa herhangi bir üzgünlükleri olursa, hem Allahü teala gücenir, hem de büyükler gücenir. Sana bu kadar büyük nimet vermiş, sen kalkmışsın, camım kırıldı diye hüngür hüngür ağlıyorsun. Olur mu?
Netice; Kad-ı İyad “rahmetullahi aleyh” hazretleri buyuruyor ki; Sevincimden uçuyorum. Ayaklarım bulutların üstünde, elimi uzatsam yıldızları tutacağım. Diyorlar ki; Hayırdır, sebep ne? Kadı İyad hazretleri buyuruyor ki; Nasıl sevinmeyeyim, yerleri gökleri yaratan, her şeyi yoktan var edip varlıkta durduran Rabbim, bana kulum diyor, bana bir iş veriyor. Beni muhatap kabul ediyor ve diyor ki; namazını kıl, orucunu tut, yani insanın sevdiği bir kimse, bir iş verse, onun rızasını almak için, o işi yapmak için çıldırmaz mı? Bu, Allah’dır, o diyor bana; namazını kıl diye. İş veriyor. Elbette yerine getirmek lazım. İki; Bir peygamber düşünün ki; Cenab-ı Hak O’nun hürmetine kainatı yarattı, O beni bağrına basmış, ümmetim diyor. Herkes hocasıyla iftihar eder, benim hocam Cenab-ı Peygamberdir “aleyhissalatü vesselam”, ben nasıl sevinmeyeyim, bundan büyük nimet, bundan büyük devlet olur mu? Rabbim Allah, Peygamberim Muhammed ” aleyhisselam”, yetmez mi bu bundan sonra sana, buyuruyor.
Netice; Kad-ı İyad “rahmetullahi aleyh” hazretleri buyuruyor ki; Sevincimden uçuyorum. Ayaklarım bulutların üstünde, elimi uzatsam yıldızları tutacağım. Diyorlar ki; Hayırdır, sebep ne? Kadı İyad hazretleri buyuruyor ki; Nasıl sevinmeyeyim, yerleri gökleri yaratan, her şeyi yoktan var edip varlıkta durduran Rabbim, bana kulum diyor, bana bir iş veriyor. Beni muhatap kabul ediyor ve diyor ki; namazını kıl, orucunu tut, yani insanın sevdiği bir kimse, bir iş verse, onun rızasını almak için, o işi yapmak için çıldırmaz mı? Bu, Allah’dır, o diyor bana; namazını kıl diye. İş veriyor. Elbette yerine getirmek lazım. İki; Bir peygamber düşünün ki; Cenab-ı Hak O’nun hürmetine kainatı yarattı, O beni bağrına basmış, ümmetim diyor. Herkes hocasıyla iftihar eder, benim hocam Cenab-ı Peygamberdir “aleyhissalatü vesselam”, ben nasıl sevinmeyeyim, bundan büyük nimet, bundan büyük devlet olur mu? Rabbim Allah, Peygamberim Muhammed ” aleyhisselam”, yetmez mi bu bundan sonra sana, buyuruyor.