Enver abiler bir bayram günü buyurdular ki;
Mübarekler selam söylediler. Bayramınızı tebrik ettiler. İnşallah hakiki bayramı, ahırette bir araya geldiğimiz zaman hep beraber kutluyacağız, buyurdular. O günün hasreti ile yaşıyoruz. O günün hasreti olmazsa, o günün beklentisi olmazsa, dünya yük, hamallık. İnsan bir yükü bir yerden bir yere bir maksat için götürür. Maksatsız olarak bir yük taşınmaz. Götürülen bu yükü, büyüklerin rızasını kazanmak, Allahü tealanın sevgisini kazanmak için taşırlar. Zamanı gelince bırakır, giderler. Gönül rızası ile bırakırlar. Ama Allahü tealaya inanmayan, cenab-ı Hakkı tanımayan, aynı yükü taşır ama nefsi için taşır. Nefsine hoş geldiği için taşır ama o yükün altında ezilir, perişan olur ve ondan sonra da o yükle kendisi de ona azap aleti olur. İşte müslüman olanla olmayan arasındaki fark. Biz de yemek yiyoruz onlar da yiyorlar. Fakat bizim yediklerimiz, içtiklerimiz bizim vücudumuzu daha çok ibadet yapsın diye besliyor, aynı yemekler onların vücudu daha çok yansın diye yeniyor. Ne kadar tahlihsizlik.
Yardımı Allah’tan bekliyenlere Allah yardım eder. Başkasından bekliyeni ona bırakır. Her işimizde Allah’ın yardımını kalbden geçirirsek % 50 iş tamam. O’nun sevgisini ve yardımını önde tutarsak başarılı oluruz.