Enver abiler buyurdular ki;
Efendim, bir gün mübarekler Kur’ân-ı kerim okurken bir hususu anlattılar. İnşaallah eksik kalmamıştır, yanlış anlatmaya korkarım. Sûre-i Tevbe’deki bir âyet-i kerîmede mealen buyuruluyor ki; Mübareklerin anlattığı gibi anlatıyorum, anlatmaya uğraşıyorum daha doğrusu. Mübarekler buyurdular ki; bir müminin etrafında kendisi ile ilgili en yakın sekiz şey vardır: Anne ve babası bir. Hanımı iki, çocukları üç, kardeşleri dört, akrabaları beş, evi altı, malı mülkü, tarla bağ bostan yedi, bir de ticareti yani mesleği vardır, oldu mu sekiz. Orada cenab-ı Hak buyuruyor ki ; Huneyn’de savaşa gitmekten çekinenler oldu. Gitmeyenler oldu daha doğrusu. Eğer diyor cenab-ı Hak, bu sekiz şeyi sayıyor. Eğer bu sekiz şey, size Allaha olan sevgiden, peygambere olan muhabbetten ve Allahü tealanın dinine olan hizmetten daha makbul, daha sevgili, daha kıymetli ise, çok yakında başınıza gelecek olan belaya hazırlanın, buyuruyor. Mutlaka belaya uğrarsınız, Allah muhafaza etsin. Aman arkadaşlar, ne olur, bu bir kumar işi değil, bir oyun işi değil. Hiç yoktan yaratılan şu insanlar, hepimiz, bir sorumluluk taşıyoruz. O da Kur’an-ı kerimdir. Allahü teala Kur’ân-ı kerimde bunu açık, net ve seçik olarak söylüyor.