Enver abiler buyurdular ki;
Mevlana Celaleddin-i Rumi “kuddise sirruh” hazretleri, Allah rahmet eylesin, buyuruyor ki; Allah bir kulunun felaketini murad ederse, onun kalbine bir Allah adamını yermek, onu tenkit etmek, onu beğenmemek hissi doğar, diyor. Allah korusun daha bir şey söylemiyor. Sadece kalbine geliyor ki, iş yok bunda… Eğer Allah “celle celalühü” bir kulunun bütün kusurlarını bağışlamak, affetmek, örtmek, yok etmek dilerse o kul başka kulların ayıplarını görmez, kusurlarını görmez ve anlatmaz, örter yani. Eğer Allahü teala bir kulunun saadetini murad ederse, ona Cennetini murad ederse, onun kurtulmasını murad ederse, zar zar onu ağlatır, dua ettirir, diyor. Çünkü Allahü tealanın en sevdiği ibadet; gözyaşıyla ona yalvarmaktır. Onu zar zar ağlatır, çünkü ona bir şey vermek istemektedir. Bir şey vermek için de ona istek vermektedir. O isteğin de yalvartılmasını istemektedir. O halde kulun yalvarması, ibadettir. Hatta ibadetin tarifi zillettir. Zilletin tarifi yerlere düşmektir. Allahü tealanın büyüklüğü karşısında secdeye varmaktır. Onun karşısında eğilmektir. Ona aczini ifade etmektir. Kulun Allahü tealaya karşı acziyetini ifade etmesi, ibadettir.