Enver abiler buyurdular ki;
Cömertlik, cebindeki parayı vermek, elindeki maldan vermek, insanların gönlüne hoş gelsin diye para dağıtmak değildir. Bu bir cömertliktir; ama asıl cömertlik, imandan vermek, imanından vermektir. İmanından vermek ne demektir? Mesela, Ebu Bekr-i Sıddık ‘radıyalllahü anh’ geldi müslüman oldu, imanı tam oldu. Ya Resulallah, beni dinleyecek, beni sevecek altı arkadaşım daha var. Hemen getireyim, onlar da bu imana kavuşsunlar, dedi. İşte cömertlik budur. Yani, kendisi için sevdiğini, kendisi için kavuştuğu nimeti, bir başkası tarafından da elde edilmesi cömertliktir, buyurdular Hocamız. Onun için, bu kitapları basanlar, yayanlar, hele hele Huzur Pınarı sitesi için çalışanlar, hizmet edenler, ne için çalışıyorlar? Bu cömertliklerinden çalışıyorlar. Millet istifade etsin diye! Yeter mi Ali? Döndü dolaştı, Huzur Pınarına geldi söz. Cömertliği anlattık, bari biz de cömertlik yapalım, dedik.