Huzurpınarı ailesinin muhterem üyelerinin Cum’a gününü tebrik eder, müstecâb dualarınızı istirham ederiz efendim.
Allahü tealaya emanet olunuz efendim
ali zeki osmanağaoğlu
O gün Enver abiler buyurdular ki;
Allahü teala dünyada ve ahirette ayırmasın. Mübarekler buyurdular ki; Din kardeşinin sevgisi sınırsız olduğu, sonsuz olduğu için doyulmaz. Ama onun dışında neyi severseniz sevin, sınırı vardır. Din kardeşliğinin sınırı yoktur, onun için sevgi buna denir. Sınır yoksa, sevgi denir. Sınır varsa, o karakolda biter. Enver abi neşeli, elhamdülillah. Nasıl olmasın ki?
Bir vali varmış. Padişahın hışmına gelmiş, idama mahkum olmuş. Eline zincir, ayaklarına demir vurup, idama götürüyorlarmış. Yolda giderken bakmış, bir adam bir çocuğu feci dövüyor. Çocuk, Hocam yetiş, diye bağırınca, döven adam küt, gitmiş. Bu da, bunda bir iş var; ya Rabbi, bu çocuğun hocasını bana da gönder, demiş. Vali afv oldu diye, hemen emir gelmiş. Ya Rabbi, bu çocuğun hocası kimse bana gönder deyince, onun duası ile afv olmuş.
Çok zalim, çok kötü, çok fasık bir vali varmış. Zulm ediyormuş. Adam bakmış ki, kurtulması mümkün değil, Yemen’de çok mübarek bir zâtın kabrinin dibinden yer satın almış. İsmini yazdırmış, cismini yazdırmış, ben ölünce beni buraya gömeceksiniz, demiş. Ölünce de bunu oraya gömmüşler. Melekler gelmiş, apar topar Cehenneme götüreceklerken, mübarek zât, ne yapıyorsunuz, demiş. Efendim, biz emir kuluyuz. Bu adamın defteri bozuk. Dünyada yaptığı da hesaba kitaba sığmaz. Onun için götürmek zorundayız, demişler. Mübarek zât, bir kağıt çıkarıp meleklere göstermiş. Kağıttaki yazı: Seni, seni sevenleri ve kabrinin civarındakileri afv ettik. Yanımda yatıyor, dokunamazsınız, demiş. Melekler selam çakıp gitmişler. Netice: Kurtuluş yine bunlarda. Bunların kabirlerinin yanında olmak bile büyük bir seadet.
Enver abiler bizim başımızda hem abimiz, hem babamız, hem hocamız hem rehberimiz, yol göstericimiz, herşeyimizdi. Hava gibi, ekmek, su gibi her zaman ihtiyaç duyulan bir insandı. Hayat onunla güzeldi.
Fî emanillah.