Enver abiler buyurdular ki;
Hazret-i Peygambere “aleyhisalatü vesselam” müşrikler, o inanmayanlar geldiler, dediler ki; bize Allahı göster, Allaha inanalım. Görmemiz lazım. Şimdi âmâ bir insana siz gülü nasıl anlatırsınız? Ne yapabilirsiniz? Âmâ bir insana hiçbir şey anlatamazsınız. O darlanma, o sıkılma esnasında, hazret-i Peygamber göğsünü parçalayacak hale geldi. Ya Rabbi, bu kör insanlara ben seni nasıl anlatayım, diye… Tam bu sırada Cebrail aleyhisselam geldi. Bir âyet-i kerime getirdi. O âyet-i kerimeyi onlara okudu. Allahü teala buyurdu ki; “Ben onların içindeyim. Kudretim onların içinde. Neden beni görmüyorlar? Gidin ultraosunun altına yatın, ben hep yatıyorum çünkü. Yani, orada ekranda gösteriyorlar Sübhanallah, diyorum ya Rabbi, bu böbrek kendi kendine çalışır demek mümkün değil, akla mantığa sığmaz. Neler neler? O kalbin atışı, o kanın hareket edişi… Ne dersin, ancak La ilahe illallah Muhammeden Resulullah. Başka bir şey diyemezsin…