Enver abiler buyurdular ki;
Bir gün Mübarekler anlatmışlardı. Bir kumandan askerleri ile beraber giderken bir ormana geliyorlar. Kumandan emir veriyor. Diyor ki; Herkes yerden taş toplasın. Bazıları diyorlar ki; Taşın ne lüzumu var. Şimdi taş toplamak zamanı mıdır. Onlar almıyorlar. Bir kısmı da diyorlar ki; gönlü kırılmasın. Bu bizim kumandanımız, emirimiz. Onun hatırı için üç beş tane alalım bari diyorlar. Bazıları da diyorlar ki; Allah Allah. Biz hep biliriz ki bizim kumandan hikmetsiz iş yapmaz. Madem böyle buyurmuştur. Ceplerimizi iyice dolduralım. İyi… Sabahleyin oluyor. Hiç almayanlar başlıyorlar kafalarını kırmaya. Eyvaaah. Çünkü o taşların hepsi birer pırlanta olmuş. Eyvaaah, keşke iki üç tane bari alsaydık. İki üç tane alanlar diyorlar ki ; ya madem akıl ettik almak için, keşke şu arkadaşlarımız gibi ceplerimizi doldursaydık. O, ceplerini dolduranlar diyorlar ki; keşke iki büklüm olsaydık her tarafımıza doldursaydık. Şimdi arkadaşlar buradan bir netice çıkacak. Büyüklerin kelamları birer pırlantadır. Herkes itaati nispetinde o pırlantaları toplar ve istifade eder. Tam İlmihal bir pırlantadır. Onun her cümlesi cevherdir. Herkes itaati ve muhabbeti nisbetinde oradan taş toplayacaktır. Onun için ahirette pişman olmamak için, keşke daha fazla taş toplasaydım dememek için, bu dünya bir fırsattır. Bu taşları toplayalım. Bu bilgilerden istifade edelim.