Enver abiler buyurdular ki;
Birgün Resulullah efendimizin “aleyhissalatü vesselam” huzuruna iki şahitle bir yahudi gelmiş. Ya Muhammed “aleyhisselam”, senin ümmetinden filan kişi gece geldi, ahırdan devemi çaldı. Şimdi deve onda, demiş. Deveyle beraber çağırın, buyurmuşlar. Deveyle beraber gelmiş. Yahudiye, şahidin var mı, buyurmuşlar. İki şahit.. Bizim dinimizde itiraf ve şahit çok önemlidir. Şahitlere, bu develer kime aitti, buyurmuşlar. Efendim, yahudinin demişler. Müslümana dönmüş, bu gece ahıra girip bu deveyi çaldın mı, buyurmuşlar. Efendim, vallahi billahi yapmadım. Aklımdan bile geçmez, demiş. Peki şahidin var mı, buyurmuşlar. Ya Resulallah, şahidim yok, demiş. Din hükmüne göre, şahitlerin verdiği bilgiye göre, deve yahudiye aittir fakat hırsızın da cezası verilecektir. Dediler, şahit getir, şahit yok. Ya Resulallah, bana iki dakika müsaade eder misiniz, dedi. Resulullah; Ben izin verdim git, buyurdu. Diğer tarafa gitti, iki rekat namaz kıldı. Elini açtı, Dedi, Ya Rabbi! Ben her gece yatağa yatmadan evvel, uyumadan evvel, cenab-ı Peygambere “aleyhissalatü vesselam”, hiç aksatmadan on salevat-ı şerife okurdum. Ya Rabbi, eğer bu senin indinde makbul olduysa, beni bu dertten kurtar. Geldi, deve ayağa kalktı. Deve dedi ki, Ya Resulallah, bu yehudi yalan söylüyor. Ben bu Müslümanın devesiyim. Yahudi, devenin konuştuğunu görünce zaten kaçtı. O şahitler de kaçtı. Cenab-ı Peygamber o Müslümana dedi ki; Gel bakalım buraya, sen Allahü teala’ya ne söyledin? Dedi ki; Ya Resulallah, benim bir âdetim var, ben her gece yatmadan evvel size on salevat-ı şerife okurum. Allahü teala da bu on salevat-ı şerifeyi kabul etti, deveyi dile getirdi. Hazret-i Peygamber “aleyhissalatü vesselam” buyurdu ki; Sen ki bana her gece on salevat-ı şerife okuyorsun, Allahü teala senin dünyada nasıl elini kesilmekten kurtardıysa, ahirette de Cehennem’de yanmaktan kurtaracak. Arkadaşlar, söz verin her gece şunu okuyalım. Dünyada elini kesilmekten, diğer tarafta da ateşte yanmaktan kurtarıyor.