Enver abiler buyurdular ki;
Güneşe karşı dönen, güneşten istifade eder ve gölgesi peşinden gelir; ama güneşe, ahirete arkasını dönen istifade edemez, ömürleri boşa geçer. Binaenaleyh arada bir durmakta fayda vardır. Biraz daha maneviyat tarafına yönelmek lazım. Maneviyat; hayattır, sudur, havadır. İnsan zaten topraktan yaratılmıştır, eninde sonunda da toprak olacaktır; ama ruh âlem-i emirden geldiği için, canlı olduğu için, tekrar canlı olarak makamına ulaşacağı için ruha kıymet vermek lazım, ruhun arzu ettiği şeyleri yapmak lazım. Ruhun sevdiği, yüce Allahtır. Allahü tealanın sevdiği, ruhtur. Onun için Cenab-ı Peygamber ‘aleyhissalatü vesselam’ buyuruyor ki; Ölüm sevgiliyi sevgiliye kavuşturur. Bu ne demek? Yani, Allahü teala ruha âşıktır, ruh da Allahü tealaya âşıktır. Mutesavvıfların, yani tarikat ehli büyük zâtların hayatları boyunca tek yaptıkları şey, ruhun bu aşkını Allahü tealaya yöneltmektir. Onu neftsen koparıp, Allaha yöneltmektir. Yapabilenler evliya olmuştur, yapamayanlar ölünce evliya olmuştur. Çünki ruh gene sevgilisine kavuşmuştur.