Enver abiler buyurdular ki;
Mübârekler buyuruyorlar ki; Muhabbet nedir? Yani ben Osman abiyi çok seviyorum, yâhut da Kamil abiyi çok seviyorum. Bu sevgi gerçek mi değil mi? Yani adam doğru mu söylüyor, yalan mı söylüyor? Bunun iki alâmeti var, buyurdular. Biri diyor ki birine, yâhû ben senin için ölüyorum, çok seviyorum, çok âşıkım. Mâşâallah mübârek olsun. Ama bu iki şart varsa doğru söylüyor. Eğer bu iki şart yoksa yalan söylüyor. Allah muhafaza etsin. Bu, Mübâreklerin mübârek ağızlarından çıkan bir îzâhat. Buyuruyorlar ki; Eğer seviyorsa bunun birinci esâsı, onu sevenleri sever, onu sevmiyenleri sevmez. Veya onun sevdiklerini sever, onun sevmediklerini sevmez. Buna hubb-i fillah buğd-i fillah derler. Ben hocamı çok seviyorum, ölüyorum; yalan! Çünki adam İlmihâli kötülüyor yâhut da Mübârekleri kötülüyor, ondan sonra sen diyorsun ki ben hocamı çok seviyorum, yalan! Efendim ben Enver abiyi çok seviyorum; konuşuruz. Enver abiye adam sabâhdan akşama kadar buğz ediyor; sen de gidiyorsun yâhû nasıl bir iş yapalım nasıl seninle beraber olalım diyorsun. Yalan!
Bir arkadaşımız, Enver abiyi ziyârete geldi. Kendisi burada ama şimdi söylemiyeceğim, ona doğru da bakmıyacağım. Ayıp olacak çünki; Enver abi, kırk yılda bir laf etdik, onu da herkese söyledin der sonra bana. Ben şimdi onun tarafına bakmıyorum. Arkadaş diyor ki, Efendim, şu kapıdan içeriye bir bavul para ile birisi girse, fakat ben bilsem ki o, Enver abi için bir laf söylemiş bir yerde, bavul da onun olsun parası da onun olsun, sokmam içeriye. Ona dedim, sen erkek adamsın.