Huzurpınarı ailesinin muhterem üyelerinin Cum’a gününü tebrik eder, müstecâb dualarınızı istirham ederiz efendim.
Allahü tealaya emanet olunuz efendim
ali zeki osmanağaoğlu
Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer….
Bâzı hatıralar vardır ki, kalblere nakşeder. O hatıraları hatırlamak, Cennet hayatı yaşamak gibidir.
Enver abiler buyurdular ki;
Ömer bin Abdülaziz “rahmetullahi aleyh”, birini bir yere vali göndermiş. Bir miktar seninle beraber yürüyelim, demiş. Yolda giderken Ömer bin Abdülaziz buyurmuş ki; Bak, sakın zalim olma. Vali, efendim, Allah korusun. Zalim olmanın ne kadar büyük suç olduğunu kaç defa anlattınız. Bunu hep okuduk, biliyoruz, demiş. Hayır, birkaç türlü zalimlik vardır. Zulm edersiniz, yaparsınız. Bir zulüm daha vardır ki, o da, ceza vermekte acele edersiniz. Benden önceki Abdülmelik zamanında birisi vardı, ceza vermekte acele ederdi. Bir gün vefat etti, cenazesine gittim. Allah bize gösterdi, oğluna da gösterdi. Kabre konar konmaz, tabutunun üstüne demirden büyük bir tokmak vuruldu ki, kabir yarıldı, başı paramparça oldu. Ben gördüm, oğlu da gördü. Hemen ellerini açtı, ya Rabbi, babam iyi bir zâttı, merhametliydi, şefkatliydi. Acaba ne kusur işledi diye, yalvardı. Ona, baban ceza vermekte acele etti, bundan dolayı bazı haksızlıklar yaptı, diye bir ses geldi, demiş. O bakımdan, Allahü teala Kur’an-ı kerimde Hucûrat suresinde buyuruyor ki; Size gelip de bir fasık, biri hakkında bir şey söylerse, hemen inanmayın. Fetebeyyenu, diye geçiyor. Onu iyice açığa çıkarın. Şahit dinleyin, itiraf dinleyin. Eğer bunlar olmadan, acele karar verirseniz, isabet olabilir, isabetsiz de olabilir.
Enver abi ter su içinde. Çünki yataktan kalktım geldim. Eğer bu sevgi olmasa, evden çıkacak halim yoktu. Hatta bizim hanım, ya gitmesen, dedi. Yok, Allah muhafaza etsin. Gidelim de inşallah arkadaşlarımızın ruhaniyetinden, ihlâsından istifade ederiz ve şifa buluruz, dedim. Şifa almak, şifa bulmak niyetiyle geldim. İnşallah kalplerimiz şifa bulur. Mübarek Hocamız buyurdular ki; Efendi hazretlerine çay verirdim, çay verirdim, çay verirdim. Üçüncü bardağın yarısına kadar içerdi, geri kalanını bana verirdi. O yarım bardak benim kalbime şifa olurdu. İnşallah Şifa Yemeğin şifalı yemekleri de, bizim kalplerimize şifa olsun inşallah.
Fî emanillah