Enver abiler buyurdular ki;
Mübarekler anlatıyorlardı. Efendim, İmam-ı Hüseyn’in “radıyallahü anh” kalb gözü açıktı, Levh-ül mahfuzu okuyordu, kaza kaderi biliyordu. Kerbela’da bu sıkıntılar başına geldiği vakit, ne baba dedi, ne dede dedi. Eğer yalnız Hazret-i Ali deseydi yerle gök birleşirdi. Ya, dede yetiş deseydi ne olurdu? Ama hiç birini çağırmadı. Çünkü Levh-ül mahfuzda dakika dakika bütün olacakları görüyordu. Dolayısıyla onları gördüğü için, Allahü teâlâya karşı edepsizlik etmemek için yardım talep etmedi. Mezhebsizler bu hususu istismar ediyorlar. Peygamber yardım edebilseydi torununa yardım ederdi, diyorlar.
Mübarek Hocamız buyurdular ki; Allahü tealanın rızasına en kestirme kavuşturan ibadetlerin başında rabıta gelir.