Enver abiler buyurdular ki;
Birgün Mübarekler buyurdular ki; İnsan şöyle yapar böyle yapar, riyazet çeker, nefsi mutmain olabilir, itaat edebilir, iman edebilir. Nefs iman edince ne olur? Ruhla beraber fersah fersah derece kazandırır. Ama Mektubat’ta buyruluyor ki; Ekber, en büyük cihad, bu değildir. Nefsi ıslah etmek değildir. Çünki cenab-ı Peygamber’de nefs var mıydı? Eshab-ı kiramın hepsi evliyaydı. Küçük cihaddan döndük, büyük cihada gidiyoruz buyruluyor ya, orada kast edilen cihad-ı ekber, huy ile olan cihaddır. Eğer adam huysuzsa, ne yapar eder ya bir kalp kırar veyahut da birine laf eder ve hepsi gider. Onun için, hazret-i Peygamberin ‘sallallahü aleyhi ve sellem’ en büyük mucizelerinden birisi de, bütün huyların, ahlakın en güzeli, en güzel ahlak, hep ortada olmaktır. Her şeyin ortasını yakalamasıdır. İnsan ölmeden, ruh çıkmadan bir an önce huy çıkar. Huy terbiyesi kadar zor bir şey yoktur. Onun için, cenab-ı Peygamber ‘aleyhissalatü vesselam’ buyuruyor ki; Ben size güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim. Yani, huyunuzu düzeltmek için geldim. Huysuzluk çok kötü şey, dikkat edin.