Enver abiler buyurdular ki;
Hazret-i Ömer “radıyallahü anh” bir vali tayin etmiş. Yolda giderken valiye, şimdi sana valilik süresince nasıl muvaffak olacağına dair bazı nasihatler vereceğim. Bu nasihatlerime uyarsan, hem dünyada hem ahirette çok rahat edersin, demiş. Bu, Eshab-ı kiram arasında duyulmuş, ne nasihatler buyuracaklar diye, Eshab-ı kiram da beklemiş. Buyurmuş ki; Namazlarını evvel vaktinde, kusursuz kılacaksın. Ramezân-ı şerif gelince, orucunu tut, hiç kazaya bırakma. Hac zamanı gel, haccını ifa et. Ramezân-ı şerifte zekatını ver, sakın noksan olmasın. Hadi Allah selamet versin. Eshab-ı kiram, ya Emir-el mü’minin, bu zât zaten bunları biliyordu. Bu bildiğimizi tekrar etmenizin acaba hikmeti nedir, diye sormuş. Buyurmuş ki; Ben İslamiyeti anlattım. Başka bir şey anlatmadım. Dinimizin aslı budur. Bundan haberi olmayan, bunları yerine getirmeyen, ne yaparsa yapsın, on para etmez, buyurmuş. Onun için, netice; İslamın beş şartıdır. Onu derinlemesine, yapabildiğin kadar yap, her yaptığında daha çok feyz alırsın, daha çok sevap kazanırsın. Velhasıl, güneşle meşgul olmak varken, yıldızlarla uğraşmamalıdır.