Enver abiler buyurdular ki;
Bizim en çok korktuğumuz şey, yanlış bir iş yaparak, Rabbimizi gücendirerek, bu seadetin, bu huzurun, bu neşenin, elimizden gitmesidir. Bu nimetleri kaçırmamak için çok dua edelim. Mübarek Hocamıza bir gün yine olan olaylardan, yapılanlardan bahsederken şöyle buyurdular; Kardeşim, bütün bu anlattıklarınızın hepsi bir tarafa, benim için bu dünyada en mühim şey, Enver abinin sıhhatidir, ben ona dua ediyorum. Eğer bir insan bir zatı seviyorsa, onun gibi olması lazımdır, onun düşündüğü gibi düşünmesi lazımdır, onun yaptıklarını yapması lazımdır. Mübarekler böyle söylüyorsa, bizim de böyle yapmamız lazımdır. Ben de bundan sonra Enver abiye çok dua edeceğim. Mübarekler buyurdular ki; Sizin sağlığınız, sizin başarınız, hepimiz için lazımdır. Siz bir hata işlerseniz hepimiz sıkıntı çekeriz. Bir gün Mübarek Hocamız oğlu Abdülhakime; Bak yavrum Enver abine bak. Kimseyi kırmadan, üzmeden bu güler yüzüyle, tatlı diliyle işleri nasıl tatlı tatlı götürüyor buyurdular. Bu asrın silahı; güler yüz, tatlı dildir; kimde varsa başarılıdır. Kimde yoksa başarı noksandır buyurdular. Bugünlerde ona diplomasi diyorlar. Artık savaşlar bitti. Onlarda galip yok; ama diplomaside, masa başında çok meseleler halloluyor. İslamiyette buna tatlı dil, güler yüz diyoruz.