2009 senesi, aralık ayının 4′ ü …
Enver abim, huzurpınarı hizmetlerine iştirak eden arkadaşlarımızı Güzelşehir’deki evlerine davet etmişlerdi, o gün hizmet ekibimizden bir arkadaşımızın nişanı vardı.
O gün Enver abim buyurdular ki;
-7-
Namaz Vakitlerini yazarken ya rabbi, böyle mi olacak diye, birgün çok darlandım, buyurdular. Tamamen matematiksel hesap. Kitaptan bakıp da tercüme edeyim diye bir olay yok. Bu vaziyette bıraktım ve yattım. Sabahleyin kalktım ki, o mesele kendiliğinden çözüldü, buyurdular. Bir mübarek zât bir fıkıh kitabı yazmış. O fıkıh kitabını yazarken uğradığım musibetleri, tarif edemem. Bulutlardan yağmur yağar gibi, belalar üzerime geldi, buyurmuş. Çünki orada Cenab-ı Hakkın rızası var. Şeytan, nefis, seksen türlü engel çıkarır. Mübarekler buyurdular ki; En büyük sıkıntı, dine hizmete nefsin karşı gelmesidir. Şeytanın ki, ıvır zıvır, zayıf, buyurdular. Ama nefis, devamlı surette millet ne der, ayıp olur, der. Peki, Cenab-ı Hakka karşı ne oluyor?
-devamı var-
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu