Enver abim holdingde yemek ve sohbet için bazı abileri davet ettiklerinde, huzurpınarına hizmet eden arkadaşlarını da getir buyurmuşlardı. Enver abim o gün buyurdular ki;
-4-
Eskiden Ramazan-ı şerif geldiği zaman imamlar köylere vaaz-ü nasihate inerlermiş. Birisi de bir köydeki camiye gitmiş, ey cemaat! Ben size dini anlatmaya, İslamiyyetten bahs etmeye geldim, demiş. Herkes çekmiş gitmiş, geriye bir kişi kalmış. Sen tek kaldın. Şimdi sana vaaz vermeye değer mi değmez mi, demiş. O kişi de, ben seyisim, at bakıcısıyım. Bizim orada bütün atlar gitse, tek bir at kalsa bile ben o ata yem veririm, demiş. İmam anlatmaya başlamış, saatlerce sürmüş. Bitince gelmiş bu kişinin yanına, vaaz nasıldı, diye sormuş. O da, Ne vaazı ya, Allahtan kork. Biz ata yem veriyoruz, ama doyacak kadar veriyoruz. Çatlatacak kadar vermiyoruz, demiş. Sazı eline alınca, susmamak olmaz. Herkese anladığı kadar anlatmak lazım.
-devamı var-