Enver abimin huzurunda, güzelşehirdeki evlerinde, huzurpınarı ekibimizden bir arkadaşımızın nikahında,
Enver abim buyurdular ki;
-7-
-Ali, çok sevindiriyorsun Enver abini.
-Elhamdülillah efendim.
-Hayırlı olsun yeni siten.
-Allahü teala razı olsun efendim.
-Kalemle hizmet, şimdi topla tüfekle hizmetten daha kıymetli. Ali, ekibini söyle, tanıt.
-Baş üstüne efendim……
-Ali nikahta mı var?
-Evet, efendim. ……
Birgün Mübarekler buyurdular ki; Merkebi olanın derdi olur. Onun için, kıyamete yakın, yükü az olanlar rahat edecektir. Fakat işte insanlar doymadıkları için, biraz daha biraz daha demek suretiyle, huzursuz olarak ölürler. Halbuki, vermenin zevkini tatmak isteyen varsa, gelsin Enver abinin yanında bir hafta kalsın. Zevk! Birgün mübarek Hocamız ‘kuddise sirruh’ buyurdular ki; Eğer Enver’in kalbinde zerre kadar menfaat düşüncesi olsa, hiçbir arkadaş Onu sevemez. Ölmüş adamın menfaati olur mu? Ölmüş, bitmiş. Allah rahmet eylesin. Rahmete muhtaç. Birgün arabada Mübareklerle Sarıyer’den geliyoruz. Efendim, böyle film şeridi seyr eder gibi bakıyorum her tarafa. Hiç alakamız yok efendim, buyurdular. İşte buna, fena-i kalp diyorlar.
.
-devamı var-