Enver abim 31 Aralık 1992 perşembe akşam namazında (Regaib kandilinde) buyurdular ki;
-150-
Hiç kimseye zorla bir şey yaptıramazsınız. Zorla olursa fırsatını bulunca kaçar, bir daha tutamazsınız. Sevdirerek olmalıdır, hemen emir ve yasaklar içine gömerek değil. Misal vereyim size; Kuleli askeri lisesinde Hocamız üç beş yüz öğrencinin kimya dersine gidiyor, fakat her derste mutlaka islamiyetten bahsediyorlardı. Son onbeş dakika dinden bahsediyorlardı. İşte efendim şöyle sordular,..yahutta efendim geçen akşam birisine rastladım bana böyle ilmi sual sordu, cevap verdim size de anlatacağım. Yahutta dururken, Peygamberimiz şöyle buyuruyorlar diyerek anlatırlardı.
Sizi temin ederim, üç sene aşağı yukarı her hafta hocamızın evine gittik, bize bir gün namaz kılın demediler ve abdest şöyle alınır demediler hiç. Sadece İmam-ı Rabbani hazretleri’nin büyüklüğünü, Mevlana Halid hazretleri’nin büyüklüğünü, Abdülhakim Arvasi hazretleri’nin büyüklüğünü anlattılar. Bize hep Onları sevdirdiler ama öyle namaz kıldık ki… Biz bir keresinde trene bindik Deniz’liye gidiyoruz, öğrenciyiz. Namaz vakti geldi trende, takva ya bu, gittik sorduk, Efendim biz namaz kılmak istiyoruz tren duracak mı dedik. Tren durdu indik, cemaatle namaz kılıyoruz istasyonda..Tam biz namaza durduk, düdükler çalıyor..Trenin hareket etmesi lazım. Şimendifer çıldıracak şimdi, namazı da bozduramıyor, bütün millet bindi trene, herkes bize bakıyor.. böyle namaz kılıyorduk, ama hocamız bize hiç namaz kılın demediler. Sadece büyükleri sevdirdiler. Namaz işte böyle kılınır..
-devamı var-