Enver abiler buyurdular ki;
Süleyman aleyhisselam evvela bir padişah. Yani dünya sultanı. Sonra Süleyman aleyhisselam bir peygamberdi, ahiret sultanı. Yani böyle bir devlet ancak ona nasip olur. Hem dünya padişahı, hem ahiret padişahı. Tabii dünya padişahı da olunca bütün padişahlar, sultanlar, o günde kim varsa Süleyman aleyhisselama hediyeler yağdırıyorlar. Sıraya geçiyorlar, hediye getiriyorlar. Gariban bir karınca gitmiş bir çekirge yakalamış. Onun butunu ağzına almış, doğru saraya. Karıncaya demişler ki; nereye gidiyorsun? Padişaha hediye götürüyorum, demiş. Allah’tan kork! Padişahlar kendilerine uygun hediyeyi götürüyorlar, bu çekirgenin bacağını padişaha nasıl götürürsün, demişler. Karınca; size ne, ben hediye götürenlerin arasına giriyorum. Sorarlar mı adama ne getirdin ne götürdün? Getirdin mi getirmedin mi? Ben getirenlerin safındayım, getirmeyenler düşünsün, demiş.
Çok ihtiyar bir kadıncağız ip eğirir, sonra üç beş parça yapar, çarşıya çıkar bunu satar. O gün de bir telaş var pazar yerinde, diyorlar ki; bir güzel, ama çok güzel bir delikanlı satıldı, Yusuf aleyhisselam. Cebine parayı dolduran, panayıra gidiyor satın almaya, çünkü açık artırmada. En çok fiyatı veren alacak. Nitekim maliye nazırı aldı. Çünkü onda çok para var, maliye bakanı. İhtiyar kadın da almış iplikleri omzuna, doğru panayıra. Teyze nereye, demişler. Yusuf’u almaya gidiyorum, demiş. Ya etme eyleme ana, bu üç tane iplikle bu satın alınmaz. Cebine parayı dolduran gidiyor oraya, demişler. Size ne, ben müşteriyim. Size ne! Ben alıcılar safındayım, demiş. İşte size iki misâl. Çihâr yâr-i güzîn kitabını yazan zat buyuruyor ki; Cenab-ı Peygamber “aleyhissalatü vesselam” ve Hulefa-ı Raşidin’i anlatan o kadar çok kitaplar, o kadar çok büyük zatlar teblig etmiştir ki; benim bu yazdıklarım, ancak karıncanın padişaha götürdüğü hediyeye benzer ve yahut da o ihtiyar kadının ipliklerine benzer. Benim ismim geçmez o büyüklerin yanında ama ben de müşteriyim, ben de inananların arasındayım. Ben tarafımı belli ettim, buyuruyor. Dolayısıyla arkadaşlar, herkes bu dünyada kimlerle beraberse ahirette de onlarla beraber olacak. Gelin biz paramıza pulumuza bakmadan, miktarını sormadan müşteri olalım. Ne müşterisi? Ahiret müşterisi olalım. Yusuf aleyhisselam’ın kıssası buna bir misal…
Fî emanillah