Huzurpınarı ailesinin muhterem üyelerinin Cum’a gününü tebrik eder, müstecâb dualarınızı istirham ederiz efendim.
Allahü tealaya emanet olunuz efendim
ali zeki osmanağaoğlu
Enver abiler buyurdular ki;
Efendim, hediyeleşmek muhabbeti arttırır, Hadîs-i şerif bu. İnsan kimi unutmaz? Çok teşrik-i mesâi kurduğunu unutmaz. Enver Abi’yi hiç unutmaz. Allah unutturmasın. Ben de sizi unutmam. Bu âşinalık ne kadar çok artarsa, öbür tarafda buluşmak o kadar çok artar. İşte bizden evvel ahirete intikâl etmiş olan sevdiklerimize okuduğumuz hatimler, gönderdiğimiz hatimler, Fatihalar, duâlar hep orada karşımıza çıkacak. Tabii biz onlara hediye gönderiyoruz, bir Fatiha gönderdiğimiz zaman bir mevtaya, bir Allahü teala’nın velî kuluna, altın tabaklar içinde ona sunuyorlar. Diyorlar ki, Efendim, dünyâdan Mehmet Can size bu Fatiha’yı gönderdi. Mehmet Can kimdir? Nereden geldi bu? Gösteriyorlar, gemide telsizde şu anda. Bir daha bakıyorlar. Çünkü bir kere Mübâreklerden işittim. Mahzar-ı Can-ı Canan Hazretleri buyuruyorlar ki; Bir büyük Zâta Fatiha gönderildiği an, hani ruhuna hediye ediyoruz ya! O anda yarım saniye, bir saniye, beş saniye insan gafil olmazsa… çünkü o hediyeyi alan mutlaka teveccüh edermiş. Kim gönderdi bana bu hediyeyi diye teşekkür edermiş. O anda herşey bitiyor. Tabii Fatiha’yı gönderdikden sonra altın tabaklar içinde bu hediye ikrâm ediliyor. Kim gönderdi? Falan… Onlar Cennet nimetlerine dalmışlar. Kim bunu gönderdi… Ahirete gittiği zaman ” Sen çok şeyler göndermişdin bize, hoş geldin ” diyecekler ona. Hepimiz böyle Fatiha’lar gönderdikçe, gönderdiğimiz kişiler üzerinde bir hak teşekkül ediyor. Çünkü ” Hediyeleşin “ buyuruyor Peygamber Efendimiz. Yani hediye verin, hediye alın. Tek taraflı hediye olmaz. Bizim de mevtalarımıza yapacağımız en büyük hediye, onlara Kur’an-ı kerim göndermek, sadaka verip ruhlarına bağışlamakdır. Hiç onlar bu işin altında kalırlar mı?
Fî emanillah