Enver abiler buyurdular ki;
Bir gün Mübarekler Işık Kitabevine geldiler, parmaklarını masaya şöyle bir sürdüler. Bir baktılar toz. Buyurdular ki, tozun olduğu yerde şeytanlar toplanır, temiz olan yerde melekler toplanır. Benim burada ne işim var? Çıktı gittiler. Bıraktılar gittiler kitabevini. Bir gün Peugeot evin önüne biraz kirli geldi, telaştan, kitabevine, postaneye gitmiş. Bir gördü Mübarekler. Bana hiç kimse karışmasın buyurdular. Eyvah dedik biz Hanım anneyle ikimiz. Şimdi yandık. Abi evden bez aldılar, ayakkabılarını giydiler, arabanın başına geçtiler. Herkes bakıyor. Tepeden tırnağa arabayı sildiler. Hüseyin Yener zavallı, garibim bitti. Ben çıldırıyorum. Fakat bana karışmayın buyurdular. Arabayı sildiler abi, sonra arabaya geçtiler. Buyur dediler gidelim. Çok mühim. Onların hayatta en hassas oldukları şey: 1 – Uydurukça kelimeye karşı dehşet karşıydılar, refüze diyorlar ya hani, ret. Allah muhafaza etsin. Fransızca kullanın buyurdular, İngilizce olur ama uydurukça olmaz. 2 – Saygı ve edebe son derece riayet ediyorlardı.