Enver abiler buyurdular ki;
Zengin olmak başarının sırrı değildir. Zengin olmağı hiç düşünmedim. Çünki eğer ben para adamı olsaydım başka türlü insanların arasında bulunurdum; ama Türkiye’de ne kadar güzide insan varsa hepsi İhlâs’ta ve ihlâsla çalışıyorlar. Yirmibeş sene evvel 1969’da üniversitede asistandım, beşyüzdoksandört lira maaşım vardı. Gelin görün ki yirmibeş senede Allahü teala beşyüz lirayı beşyüz milyon dolar haline getirdi ve beş – on kişiyken onikibin kişi haline geldik. Allahü teala pek çok asistanlara böyle yol açsın. Eğer bir insan başarıyı kendinden bilirse; o, başarısızlığa adımını atmıştır. Cenab-ı Hak Kur’ân-ı kerîmde mealen buyuruyor ki; Emaneti ehline verin. Benim için yegane önemli şey, bu emaneti vereceğim ehil insanları seçebilmektir. Dikkat edilirse her vilayette, her beldede görev verdiğimiz arkadaşlarımızın çok ehil insanlar olduğu görülür. Namusuyla, başarısıyla, çok başarılı insanlardan müteşekkil bir İhlâs hâlesi meydana gelmiştir. İşte bu İhlâs hâlesinin özelliği; sen – ben olmaması, biz olmasıdır. Dolayısıyla onikibin kişinin çalıştığı İhlâs Holdingte sendika yoktur. Neden? Çünki gereği yoktur. Sendika bir ihtiyaçtan doğar. İhlâs’ta ise böyle bir ihtiyaç yok. Çünki Enver Ören’i Allahü teala, kendini değil arkadaşlarını düşünen bir karakterde yaratmış.