Enver abiler buyurdular ki;
Abdülhakîm Efendi hazretleri bir gün; “Laf olsun diye dinlemeyin, bunu Mazher-i Cân-ı Cânân böyle buyuruyor” buyurmuşlar. Dolayısıyla, şimdi Enver abiyi laf olsun diye dinlemeyelim. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki; Eğer dünya ve dünyadaki kazançlar, âhırette faydalı değilse, müminin âhıret yolculuğuna destek vermiyorsa, onun âhıreti için işe yaramıyorsa, hepsi dünyadır. Çünkü asıl dünyanın yaratılma maksat ve gayesi, âhırete giden mümine destek vermektir. Onun âhıret yolculuğuna yardımcı olmaktır. Allahü teâlâ bütün bu maksadı, dünyadaki nimetlerin hepsini mümin kulları için yaratmış. Çünkü bir âyet-i kerîmede Allahü teâlâ meâlen buyuruyor ki; “Yerleri, gökleri sizin istifadeniz için yarattım. Yerleri ve gökleri size musahhar eyledim” buyuruyor. Her şeyi ama, aklınıza ne geliyorsa. Ama sizi de kendim için yarattım, buyuruyor. Dolayısıyla, eğer bu dünya nimetleri, eğer bu dünya mevkîleri, eğer bu dünya varlıkları, ne derseniz deyin, insanın âhıretine destek vermiyorsa, insanın âhıretine yardımcı olmuyorsa; bu, dünyadır. Peki o zaman bu dünya ne olur? İmâm-ı Rabbânî hazretleri “Dışı şekerle kaplanmış zehirdir” buyuruyor. Eğer bir tadına bakarsan daha kurtulman mümkün değil. Bitti, çünkü çok fena, öldürücü bir zehirdir. Çünkü; “Dünyanın öldürdükleri leş olur” buyuruyorlar. Daha başka, daha kötü misaller de veriyor mübarek. Peygamberimiz “aleyhissalatü vesselam” buyuruyor ki; “Bu dünya mel’ûndur, bu dünyada Allah rızası için olmayan her şey de mel’ûndur.”