Enver abiler buyurdular ki;
Müminin başına gelen her sıkıntı, bir günahının karşılığıdır, bir suçun karşılığıdır. Hatta birgün Hocamız buyurdular ki; İçinizde en günahkâr benim kardeşim, içinizde en yaşlı benim. İnsanın Allahü tealayı unutarak alıp verdiği her nefes günah yazılır. Benim aldığım, verdiğim nefes hepinizinkinden fazla, buyurdular. Yani benim günahım yok diyemezsiniz. Biz namazda bile unutuyoruz kaç rekat kıldığımızı. Efendim, işte Allahü tealanın dünyada kullarına verdiği derd-i bela, hep âhırette sıkıntı çekmesin, âhırette bu ceza uygulanmasın diye, cezanı hafifletmek için. Hafifletici unsur olarak cenab-ı Hak bu sıkıntıları veriyor, orada üzülmesin diye. Oysa mümine böyle sıkıntılar geldiği zaman, birçok cezalar affa uğrar. Zaman zaman böyle hastalıklar ve ameliyatlar, birikmiş olan günahları temizlemek içindir. Orada ceza çekmesin diye. Bunların hepsi birer nimettir. Buyruluyor ki; Bir müminin çok hastalık çekmesi, çok üzüntü çekmesi, günahının çok olduğunun değil, günahının çok af olduğunu gösterir.