Huzurpınarı ailesinin muhterem üyelerinin Cum’a gününü tebrik eder, müstecâb dualarınızı istirham ederiz efendim.
Allahü tealaya emanet olunuz efendim
ali zeki osmanağaoğlu
Enver abiler buyurdular ki;
Mektûbat’ta geçiyor, İmâm-ı Rabbânî hazretleri birine mektup yazmış, o mektupta buyuruyor ki; sen, cenâb-ı Hakkın ihsan ettiği, lutfettiği cevheri çıkardın çöplüğe attın, diyor. Neden böyle söylüyor, çünkü birkaç kuruş dünya için, 3-5 kuruş para kazanmak için Serhend’i terk etmiş, askerliğe gitmiş. Askerlikte bana fazla para verecekler diye uzaklaşmış oradan. Çok kırılmış ona. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin burada yani Türkiye’de de talebeleri varmış, çok sevenleri varmış. Türkiye’deki bir talebesine gönderdiği mektupta da şöyle buyuruyor; sen, annem hasta, babam hasta bahanesiyle buraya gelmeyi terk ettin, anneni babanı cevhere tercih ettin ama bilmiş olasın ki, Allah hakkının önüne kimse geçemez. Hak evvela Allahındır. Sen, Allahü teâlânın hakkını terk ettin, anne baba hakkını öne aldın, bilesin ki anne baba hakkını gözetmek zaten Allah içindir. Allahü teâlânın rızası içindir, yoksa siz cenâb-ı Hakkın bu emrini çıkarın, gidin anne babanın ayaklarının altını öpün, yok öyle. Rabbinin emrini yerine getirmek niyetiyle, annesine, babasına, kardeşine, din kardeşine hizmet ederse istifade eder, yani Allah için olursa faydalı olur. Nefsi için olursa, şöhret için olursa ne yaparsa yapsın kaybeder. Dolayısıyle sen, buraya gelmemekle çok şey kaybettin. Unutmayın, orada senin kazanacağın sevaplar, deryada bir damla etmez. Hatta belki de günaha giriyorsun; burada dînini öğrenecektin, buyuruyor. Hatta başka bir mektupta Veysel Karânî’ye de; sen nasıl cenâb-ı Peygamber hayatta iken, O’na îmân ettiğin halde gelip görmedin. -Annem böyle-… Anneni bırak, Allaha teslim et, buyuruyor.
Fî emanillah